Normal şeylerin sıkıcı bulunduğu bir döneme denk geldik sanırım. Müthiş bir oburluk çağı. Yeni insanın nefsi doymuyor. Sıradanı tükettik. Mutluluk dediğimiz şey sadece anlık. Lunapark treni gibi hızla çıkıp hızla inilen bir yer mutluluk…
İstediğim yalnızca ait olmaktı. Bazı insanların, bazı yerlerin, bazı zamanların benim olmasını istiyordum. Asla bir yerimin olmayacağı masaların altındaki zeminde unutulmuş kırıntılar için mücadele eden bir hiç olmak istemiyordum.