Başka türlü yaşamak istiyorum; ya da bir gün başkalarının başka türlü yaşayabilmeleri için gerekiyorsa ölmek istiyorum. Ama internette gezdiğimde uğruna ölünecek bir fikir göremiyorum.
İnsanlar sosyalizmi ayakta tutan şeyin şiddet -mülke şiddet yoluyla el konması- olduğunu düşünür ama kapitalizmi ayakta tutanın da zıt yönde uygulanan aynı şiddet olduğunu, mevcut mülkiyet düzenlemelerinin şiddet yoluyla korunmasına dayandığını kabul etseler keşke.
Hayal kurmak, insanoğlunun insan olarak yaşamaya başladı başlayalı bulduklarından bir bakıma en yücelticisi, en büyüğü, bir bakıma da en alçaltıcısı, en değersizi...
Dünyada, bütün bildiği bilmediği işlerle ilgisi birdenbire kesilmiş gibiydi. Ancak ölüler bu kadar yalnız, bu kadar güçsüz, böyle işe yaramaz olabilirler.
İlişkilerini kesmeleri iyi olurdu, ama kopamadılar, talihsizlik burada işte, en büyük talihsizlik, dedim, ilişkiyi kesememek, bir türlü kopamamak, kaçıp gidememek, kalmaya ve yenilip yutulmaya mahkum olmak.
Acı çekerek iyi biri olunamaz. Acı çekerek genellikle kötü biri olunur. Kimin en çok acı çektiğini tartışmak çocukçadır. Baskı gören çocuk genellikle sakatlanır, duygusal yaşamı zarar görür, baskı gören genellikle baskı yapanın düşünce yapısıyla yöntemlerini benimser, baskı görmenin en vahim sonucu budur; bu, baskı göreni mahveder ve onun kendini kurtarma olanaklarını azaltır. Acıyı işe yarar kılmak büyük uğraş gerektirir, özellikle de acı çeken kişi için.
Düşünür Arne Johan Vetlesen, araştırma komisyonlarının, savaştan sonraki uzlaştırma süreçlerinin zayıf noktası kurbanlardan beklenenin, saldırganlardan beklenenle aynı olmasıdır ve burada bir haksızlık söz konusudur der.
Her zaman yas mı tutuyordum? Yas benim genel ruh halim mi olmuştu? Sadece duygusal yönü mü hafiflemişti yasın? Hep hüzünlüydüm ve şimdi de mi hüzünlüyüm? Sadece sakinken, yalnızken, kendimi kaptırmış çalışırken bu hüzün daha az acı veriyor bana. Bu yüzden sakinim, bu yüzden kendimi kaptırıp çalışıyorum, bu yüzden yalnızım.
Pek çok erkek tecrübesiz, saf, içten, kolayca secde edebilecek çocuklukta, hayran, özverili, hevesli, bağımlı, ironiyle işi olmayan, gizlisi saklısı bulunmayan kadınlara bayılır.
Çemberin dışında kalmak insanı becerikli kılar. Kayıplar insana beceri kazandırır. Parasızlık beceri kazandırır, vergi memurlarıyla başını derde sokmak beceri kazandırır, ezilmek beceri kazandırır. Şansınız yaver gidip işler bir şekilde yoluna girerse tepeden tırnağa sefalet içindeyken hangi türden beceriler edindiğinizi unutmamalısınız.