istesen hayat verirdim bu karanlıklara
istesen gökyüzünü bir mendil gibi yırtardım
denizlerden, göllerden, nehirlerden
sana görmediğin renkler yaratırdım
zamanın ötesinde
yeni bir dünya kurardım sana
insansız, tanrısız, kedersiz
severdin
dağ rüzgârlarının serinliğince
yaşardın
bu sefil dünyamızdan uzak
Tüm dünya hızla değişmişti. Olayların bu kadar hızlı ve tamamen değişebileceğini hiç düşünmemiştim ... Dünya korkunç ve berbat bir yere dönüştü ama nedensiz yere.
Ve acının, toplumda söylenegeldiğinin aksine, zamanla üstesinden gelinebilecek bir şey olmadığını keşfetmişti. Gerçekteyse, acı arka arkaya, birbirinden, duygusuzluk, unutkanlık ve günlük yaşamın koşturmacasıyla ayrılan dalgalar halinde gelirdi.
sana şiirler okuyacağım, gitme
güneşler doğacak yalnızlığımdan
sana bir ışık getireceğim
büyük aydınlığımdan
sana bir dolu umut getireceğim
küçük ellerine sığmayacak
sana afrika gecelerini getireceğim
sımsıcak
sana çiçekler getireceğim
bozulmuş güz bahçelerinden
sana bir serinlik getireceğim
yağmur tanelerinden
sana avuç avuç yıldız getireceğim
güneşimden başka
sana engin denizlerin maviliğini getireceğim
köpük köpük dalga dalga
sana bir rüzgar getireceğim
dağlardan, tepelerden
gitme, sana zamanı getireceğim
zamanın bittiği yerden