'Sana ihtiyacın olan herşeyi vereceğim', diye karar verdi Angrboda o zaman.
'Ne de olsa yüreğimi bana geri verdin.'
Aesir'ler tarafından 3 kez yakılıp kalbi sökülen Gullveig, tanrılardan çok uzağa bulunamayacağı bir diyara kaçar. Burada muziplik tanrısı Loki ile karşılaşır, Loki kendisine kalbini geri verir. Gullveig, kendisine Angrboda ismini koyar.
Akıcı bir dil ve üstüne iyi bir hayal gücünün birleşimiyle bir solukta okunacak bir kitap. Boda'nın analiz edem tasvirleriyle hikayeye daha da kenetleniyor, karaktere sempati besliyoruz.
Loki yazarın kendi tarzıyla yazılmış, hem alışık olduğumuz mitlerdeki hemde daha önce hiç görmediğimiz bir Lokinin karışımı. Kendisini affedip affetememek arasında kaldım bolca.
Angrboda ise ağır başlı, tek istediği huzur ve çocuklarıyla yaşayıp gitmek olan yaşlı bir cadı. İlk sayfadan son sayfaya kendisine aşırı bağlandım, gözyaşlarıyla gözyaşı döktüm. Mutlu bir sonu olup olmadığı tartışmaya açık bir konu fakat benim açımdan daha iyi bir sonu hak eden biriydi. Yaşadığı onca şey ve buna rağmen Aesirlerin kafalarında kurdukları kötü cadıya asla dönüşmemesi kocaman güzel bir sonu hak ettirmeliydi; gel gelelim ki belki de Hel'in normal ve daha iyi bir hayat yaşıyor olacağı onun için iyi bir son sayılıyor olsa gerek.
Kesinlikle okunmasını önerdiğim, benim okurken çok zevk alıp kendimi kaptırdığım bir kitap.