Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Jessie Cates

Jessie Cates
@isimbulmakcokzor
WE WOULD NEVER BE You were made for Gren grass Blue tv screens 140 horse power And Time consciousness I was made for Balloons in all colors Rainy days Bumble bees And Dry roses If we would ever have a child She(ıt has to be a she, cause ı love she babies the most)would be extraordinary If we would ever meet on the street But ı wouldnt look in to your eyes We would never be. Cause ı was made for bumble bees And you were for blue tv screens 2.11.1999
Reklam
If a kid asks where rain comes from, I think a cute thing to tell him is "God is crying." And if he asks why God is crying, another cute thing to tell him is "probably because of something you did." --Jack Handey
Too bad that all the people who really know how to run the country are busy driving taxi cabs and cutting hair. GEORGE BURNS

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ne uçan balonları kaldı baharın, Ne sonbaharı topaçların, Ne Derya ablamın toprak olan yeşil gözleri Ne kömür gözleri kardan adamın. Bir ben kaldım İçimde yaşamaya dair hiçbir şey bırakılmaya…
ÜNİVERSİTE senelerden üniversitenin ilk yılları.okula ilk adım atışımda ""ben de sonunda üniversiteli oldum,değişecek miyim,buraya alışacak mıyım,hayatımda ilk defa ailemden ayrı bir dam altında uyuyacağım ve de bütün bir sene boyunca ve de tek başıma..off mu desem oh mu desem.konuşsam ağzım büyür mü,korkunç mu ,daha mı mutlu" gibi
Reklam
hasretli göl sevgili günnük, hasretli göl yiyebildin mi sen hiç 7-8 yaşlarındayken? ben küçükken hani denizkıyısından geçerdi o adam,omuzunda taşıdığı o şeyin ipi,ağır ağır ,bağıra bağıra satardı: hasretli gööööööööööööl hasretli gööööööööööööööööööölllllllll............ hadi pam koş, koş önce kıyıdan yola,sonra karşıya geç, siteye doğru koş,4 kat merdiven çık,çık pam çık...nefes nefese...kapıyı çal,annen yine çamaşır gürültüsünden su şıkırtısından 5.çalışından önce duyamasın kapıyı.çal pam çal,deli gibi çal,tekmele kapıyı -ne var kızım? -anne hasretli göl, anne nolur alalım bana da -hasretli göl mü yine? -anne çabuk,adam gidiyor ,balkona koş koşş.. Yine yetişemedik, senelerce yetişemedik biz o adama, senelerce yiyemedim hasretli gölden. sonra vazgeçtim. Zaten öyle her şeylere heves eder bayılır ölür biter sonra da vazgeçerim.. ne zaman ilk yiyebildin dersen Alaska frigoyu,,tam sekiz sene sonra.13 yaşımda anlayabildim:hasretli göl: Alaska frigoymuş diğer insanlara hayalimdeki gibi değildi ki tadı artık:(
İZİN GÜNÜNDE UYUMA Bugün başkalarının içinde dolaşmıyorum. İzin günüm ama benim içime örümcek girmiş. Ağzım açık uyumaktan şikâyet etme sebebim sadece güzel bir melek gibi görünmediğimden değil. Örümcekler giriyor açık ağzımdan, bütün gün dolaşıp hayallerimi bile karıncalandırıyorlar. İnsanlar kaç tanrıya inanır? Tanrının insana oranı nedir? Ve
SAYIKLAMA Gelip gidiyorlar vızıltılar, telefonlar, kokular kör olmak çok zor. Dün bütün gün gözkapaklarımın üstü bantlı dolaştım, ne tuvaleti bulabildim, ne yemeği. Her yerim morardı, keşke kör olmasaydım; herkes her şeyin yerini değiştiriyor. Kahvaltılıkları buzdolabının 4. katına yerleştirmek zorunda olmamak çok güzel çıktım bir sigara yaktım.
Stop all the clocks, cut off the telephone, Prevent the dog from barking with a juicy bone, Silence the pianos and with muffled drum Bring out the coffin, let the mourners come. Let aeroplanes circle moaning overhead Scribbling on the sky the message He Is Dead, Put crepe bows round the white necks of the public doves, Let the traffic policemen wear black cotton gloves. He was my North, my South, my East and West, My working week and my Sunday rest, My noon, my midnight, my talk, my song; I thought that love would last for ever: I was wrong. The stars are not wanted now: put out every one; Pack up the moon and dismantle the sun; Pour away the ocean and sweep up the wood. For nothing now can ever come to any good. W.H.AUDEN
GÖRÜNMEZ ALFABE (KADINLARIN ÜLKESİ) Artık ben de susmayı öğrenmiştim ve öğrendiğim gün hayret etmiştim nasıl olmuş da bunca zaman bu görünmez alfabeyi ezip geçmişim diye. Susma kapısının eşiğine gelince biraz duraksamışım, betim benzim atmış(öyle diyor içeridekiler). Çünkü içerdeki hiç kimse yabancı değildi bana: annem, ablam, hayalimdeki antika köşe, balkonum, takamadığım küpelerim, gece lambasının loş ışığı, arkası vuran ayakkabım. Herkes, hepsi içerdeydi. Peki, ben niye bu kadar geç kalmışım ki? İçerde sessiz alfabeyle anlaşıyordu herkes ve dışarı çıkma zamanı gelince birbirlerine göz kırpıp öyle çıkıyorlardı. dışardaysa ne antika köşe annemi tanıyordu, ne balkonum küpelerimi, ne ben loş ışığı, ne de ayakkabılar ablamı. Garipsemedim. Sırdı bu susma kapısı, sessiz alfabe. O günden sonra her küçülmede, aşağılamada, utançta üzüntüde o sırra yöneldim loş ışık ve antika köşemle birlikte.
Reklam
OKUDUĞUM TÜM KİTAPLARA İTAFEN: iğfal edileli çok zaman oldu cicim canikom çok eskiydi yani çokkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkk herhalde bi on dört on beş sene önceydi cokkk eski yani juliet has left the building nora has gone to the street torvald forgot all about her macideyi hangi ömer bekler kapıda? hani adını bile bilmeden ömrünü adama sewdasıyla
RÜYA KAHRIM RÜYA ZİNDAN "rüya bütün çektiğimiz rüya kahrım rüya zindan" kısmını ve müziğin melodisini seviyorum. Bazen biri geliyor, konuşmaya başlıyor diyor da diyor işte büyüyor sözleri, büyüyor ağzı
Kaç gün kaybetmişim? Ne zaman dalmışım o suyun içine? Ne zaman “tamam, daha fazla nefesimi tutamıyorum” diyip çıkmışım sudan? Evet, hesaba göre 3010 gün kaybetmişim. Daha doğrusu 3010 gün kaybetmek değil de, yaşamamış olmak… 3010 gün yaşamamışım. Peki, o kadar güne yetişebilecek miyim şimdi? 3010 gün boyunca okuma ihtimalimin olduğu kitaplar,
Memet vardı, benim bu mahrumiyet bölgesi tepede tek arkadaşımdı. doğru düzgün yaşıtımız çocuk da yoktu zaten,bi ikimiz işte.kız memet derdim, korkağın tekiydi. kurbağa yakalamayı, ağaçtan kılıç yapmayı ,ben öğretmiştim ona.ve de karınca beslemeyi ...karıncalarımız vardı yandaki arsada. önce dedim ki: uzun zaman sadece izleyeceğiz ve hangisinin
PERŞEMBE Otobüs beklerken yaktığım sigara boşa gitti. Okulun arka bahçesinde gizli gizli içtiğimiz sigaranın tadındaydı oysa… Bana eskiyi hatırlatacak her şeyim var bugün. Gözümü kapasam denizler, dalgalar, yoldan geçen dört kişi, ben balkonda, elimde okuyor gibi göründüğüm kitap, orta oda, uyku, uykusuzluk… Hepsi aklımda. Uzun paçalı pijamam, kırmızı rujum, uzun saçım, sokak köftecisi… Hepsi yan yana dizilmişler, bakıyorlar Perşembe perşembe…
"günlerden Pazar, yağmur yağıyor. Kalorifer çok yeni daha evimizde, ne Memet Ali yakmaya alışmış, ne biz yanına gidip ısınmaya. Ablamla orta odadayız, tek ablam, ağzı var dili yok ablam; konuştuğunu hiç hatırlamıyorum. Ben gözbebeğiyim yine de, erkek çocuk; büyük övünç belgesi gibi duvara asası geliyor herkesin beni, görür görmez" diye
Reklam
bam telimde parmak izin duruyor yeni boyanmış bir aşka oturduk kalkarsak üzerimizde kalacak izi korsan limanlarda bekliyoruz birbirimizi omzumuzda mırıldanan güvercinler dahil aldatıyor bu kahperengi hayat bizi sarhoş olup zehirliyoruz sırlarını bu aşkı herkese susmak şarapsız çalmam kadar ayıp kapını içimdeki müziğin susması altındaki tabureyi tekmeleyip kemancının çalması gibi son notalarını... Ö.Dirik
JESSIE: I’m going to kill myself, Mama. MAMA (returning to the sofa): Very funny. Very funny. JESSIE: I am. MAMA: You are not! Don’t even say such a thing, Jessie. JESSIE: How would you know if I didn’t say it? You want it to be a surprise? You’re lying in your bed or maybe you’re just brushing your teeth and you hear this… noise down the hall? MAMA: Kill yourself. JESSIE: Shoot myself. MAMA: It must be time for your medicine. JESSIE: Took it already. MAMA: What’s the matter with you? JESSIE: Not a thing. Feel fine. MAMA: You feel fine. You're just going to kill yourself. JESSIE: Waited until I felt good enough, in fact. MAMA: Don't make jokes, Jessie. I'm too old for jokes. JESSIE: It's not a joke, Mama. Mama, I know you used to ride the bus. Riding the bus and it's hot and bumpy and crowded and too noisy and more than anything in the world you want to get off and the only reason in the world you don't get off is it's still fifty blocks from where you're going? Well, I can get off right now if I want to, because even if I ride fifty more years and get off then, it's the same place when I step down to it. Whenever I feel like it, I can get off. As soon as I've had enough, it's my stop. I've had enough.
Benim güzel çocukluğumu ahmak bir ayak ezdi. Asaf Halet Çelebi