Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İsmail KELEŞ

İsmail KELEŞ
@ismailkeles53
Tek hakiki bilgelik hiçbir şey bilmediğini bilmektir. Ne kadar çok şey bilirsem, hiçbir şey bilmediğimi o kadar çok anlıyorum. SOKRATES
Mustafa Kemal demek olanaksız gibi görüneni olanaklı kılan adam demekti. Onun yaşamı hep zor olan ile mücadeleyle geçmişti.
Sayfa 966 - Alfa yayınlarıKitabı okuyor
Reklam
İzmir'de Kordonboyu'ndaki evinde içki sofrası kurulunca Vali halk içerisini görmesin diye perdeleri kapatırdı. Gazi hemen müdahale edip, “ Halk içerde içki içtiğimizi biliyor. Fakat şimdi masalarda kadın oynattığımızı da zannedecek. İçki içmekten başka bir şey yapmadığımızı görmeleri için perdelerinizi açtırınız, " derdi. O, hiçbir zaman yaptığını halktan saklamamış, ikiyüzlülüğe sapmamıştır.
Sayfa 960 - AlfaKitabı okuyor
İlginçtir Atatürk ne sarhoş, ne de içkinin bağımlısı olmuştur. Üç ay ara verdiği bile görülmüştür. Büyük Söylevi'ni yazarken rakıdan üç ay uzak durmuştur.
Sayfa 959 - Alfa yayınlarıKitabı okuyor

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Fransa başbakanlarından Edouart Herriot'un 1933 yılında Türkiye ziyaretindeki izleniminden bir alıntıyla, şöyle diyor Herriot: “ ...Sizlere şunu söyleyeyim ki, ben Atatürk'e sekreter olmak isterdim. Sebebi de, O'nun her akşam sofrasında bulunup, yüksek düşünceleriyle beslenmek dileğinde oluşumdur. Böylece yeniden bir üniversite bitirmiş olurdum!...”
Sayfa 956 - Alfa yayınlarıKitabı okuyor
Yaptığımız devrimlerin yaşaması, bilinçli bir Cumhuriyet ve devrim kuşağının yetiştirilmesine bağlıdır.
Sayfa 956 - Alfa yayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Manastır Askeri Okulu'ndan bu yana çok okuyan birisiydi. Bugüne kadar tespit edilen okuduğu kitapların sayısı, 1741'i Çankaya'da, 215’i Anıtkabir'de, 102'si İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi'nde ve 3'ü Samsun Gazi İl Halk Kütüphanesinde olmak üzere 3997'dir. Cilt sayıları ile dergi, harita, atlas ve nota albümleri bu sayının dışındadır. Eline aldığı kitabı bitirmeden bırakmaz, iki-üç gün sürekli okuduğu olur, gözleri yaşardıkça ıslatılmış bezle rahatlatmaya çalışırdı.
Sayfa 941 - AlfaKitabı okuyor
Boyu 1.84'tü, fakat vücudundaki uyum itibariyle daha uzun görünürdü. Kilosu 74-76 arasında değişirdi.
Sayfa 937 - Alfa yayınlarıKitabı okuyor
Atatürk Kur'an'ı milletin daha açık anlayabilmesi amacıyla Türkçe'ye çevirtmek için ‘ İslam şairi ' diye bilinen Mehmet Akif'e ve tefsirini de Elmalılı Hamdi Yazır'a resmen ısmarlamıştır. Mehmet Akif çeviriyi Mısır'da yapmıştır, fakat yaktığı söylenmektedir.
Sayfa 932 - Alfa yayınlarıKitabı okuyor
“ Tarih, hakikatleri tahrif eden bir sanat değil, belirten bir ilim olmalıdır. Bu küçük harpte bile askeri dehası kadar siyasi görüşüyle de yükselen bir insanı, cezbeli bir derviş gibi tasvire yeltenen cahil serseriler, bizim tarih tartışmalarımıza katılamazlar. Muhammed, bu harp sonunda çevresindekilerin direnmelerini yenerek ve kendisinin yaralı olmasına bakmayarak, galip düşmanı takibe kalkışmamış olsaydı, bugün yeryüzünde Müslümanlık diye bir varlık görülemezdi."
Sayfa 932 - Alfa yayınlarıKitabı okuyor
Atatürk tarihe karşı büyük ilgi gösteriyor, bu konulara ait kitapları okumaktan derin zevk alıyordu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi adına Fahri profesörlük belgesini Necip Asım, İzmirli İsmail Hakkı ve Şemsettin Günaltay, Ankara İstasyonundaki binada kendisine takdim ettiklerinde, “ Ben edebiyattan daha çok tarihle uğraşmayı severim, " diyerek ( 23 Haziran 1923 ) bu ilgisini açıklamıştı.
Sayfa 931 - Alfa yayınlarıKitabı okuyor
Reklam
“... Bu arada beni en çok üzen şey nedir bilir misin? Halkımızın zihninde kökleştirilmiş olan, her şeyi başta bulunandan beklemek alışkanlığı. İşte bu zihniyetle herkes büyük bir tevekkül ve rehavet içinde, bütün iyilikleri bir şahıstan, yani şimdi benden istiyor, benden bekliyor, fakat nihayet ben de bir insanım be birader, kutsi bir kuvvetim yoktur ki.”
Sayfa 921 - Alfa yayınlarıKitabı okuyor
Ötedenberi, “ Din mahvoluyor, İslamiyet'in mahvına yürünüyor, dinin yaşatılması ve korunmasına Allah tarafından bizler memur edildik, ” denilmiş, böylece zavallı halk, en can alacak yönünden aldatılmıştır. Bütün felaketlerimiz aynı silahın kullanılması sonucu olmuştur.
Sayfa 906 - Alfa yayınlarıKitabı okuyor
Tolumun yarısını oluşturan kadınların mecliste yüzde beş gibi çok düşük bir sayıyla temsili, gerçek anlamda bir eşitsizlik örneğidir. Üstelik meclis duvarında “ Egemenlik kayıtsız koşulsuz millete aittir ” diye yazılıyken, milleti ortaya çıkaran toplumun yarısını oluşturan kesimin temsil edilemeyişi gerçekten de çok ciddi bir haksızlık örneğidir.
Sayfa 877 - Alfa yayınlarıKitabı okuyor
Tarsus'ta bir gezisinde, halk Gaziyi alkışlamak için toplanmıştı. Eski bir savaşçı kadın, Kara Adile Çavuş, önünde secdeye kapanarak ona saygısını göstermek istedi. Mustafa Kemal, kadını yerden kaldırdı ve gözleri yaşla dolu, şöyle dedi: “ Kahraman Türk kadını, sen, yerlerde sürünmeye değil, omuzlarımız üstünde göklere kadar yükselmeye layıksın...” Bu sözler, o kadının kişiliğinde tüm kadınlara söylenmişti.
Sayfa 874 - Alfa yayınlarıKitabı okuyor
Gazi Mustafa Kemal 23 Mart 1923’te Konya'da şunu söylüyordu: “ Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir milletinde, Anadolu köylü kadınının fevkinde kadın mesaisi zikretmek imkânı yoktur ve dünyada hiçbir milletin kadını, ‘ Ben, Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar himmet gösterdim, ' diyemez...”
Sayfa 874 - Alfa yayınlarıKitabı okuyor
3.605 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.