…yalnızlık adını verdiğimiz şey, insana dışından gelen bir şey değil. İnsan, yalnızlığı içinden türetiyor, insanların içini kaplıyor yalnızlık. Bu açıdan bakınca,
Ne yanar kimse âteş-i dilden özge
Ne açar kimse kapımı bâd-ı sabâdan gayrı
diyen Fuzûlî’nin değil de,
Ey yalnızlık, benim yegane yoldayış!
diyen Antonio Machado’num gerçek anlamıyla yalnızlık içinde olduğunu anlıyoruz. Doğrucası yalnızlık sahip çıkılan, ancak sahip çıkıldığı zaman yalnızlık olabilen bir şeydir; insanın kaçınılmaz bir süreç sonucunda sürüklendiği ve dış şartların dayattığı “tek başınalık”tan, “bir kişi kalmak”tan, “kimsesizlik”ten, “garip”likten farklı, hem çok farklıdır.
Şivekâr buldu
Kendi arayışında bir karşılık bulunduğunu.
Ya Yusuf?
Peki Hüsnü Yusuf bulunmak istiyor muydu? Harikulâde bir bahçede
Cinlerin arasında geçmişti günleri
Öğrenmişti cinlerden yüzlerce hüner
İnsanlar arasında kalsaydı eğer
Hükmetmek ve itaat etmekten başka bir alanda
Yusuf'a rahat vermezdi onlar.
Gülünç özlemleri insanların
Sinir bozucu tedirginlikle
Ve derinlik karşısında gösterdikleri
Şiddetli ve tamamen mankafa tepki
Bütün bunlar Hüsnü Yusuf için
Bezgin bir hayat demekti.
İdeolojik yaklaşımlarımız,bizimle ortak görüşleri bulunan yakınlarımız ve nihayet sahip olduğumuz düşünceleri günden güne haklı çıkaran dünyanın akışı bizleri bir tiyatroya hapsedebilir.
...
Tiyatrodan çıkmanın bir tek yolu var. O da " iman etmek" tir. İman etmek, varoluş güvenliğini Allah'ta bulmak demektir.
...
Tiyatroda olmak görmeye şartlanılmış bulunanı görmektir. Oysa " olmak" görmenin mânâsı içinde bulunanı görmektir.
...
Tiyatronun tiyatro olduğu ancak tiyatrodan çıkınca anlaşılır.