Esra Demirci
@israhnmm
Altını çizdiğim kelimeler, kalbimi çiziyor..
51 okur puanı
Ağustos 2020 tarihinde katıldı
Allah Resulü buyuruyor ki: "Kıyamet günü Allah'ın görevli melekleri olacakmış, ameller Allah'ın huzuruna getirelecekmiş. Aynı pazara gittiğinde bir pazarcı ya da müşterinin malın iyisini alıp kötüsünü bir kenara bırakması gibi melekler de amellerin ihlâsla yapılanlarını yapılmayanlardan ayıracakmış. Salih olmayan ameller ateşe atılacak, geriye Salih olan,Allah rızası için yapılmış ameller kalacakmış. Ve insanı cennete sokacaksa o ameller sokacakmış. Hatta kıyamet günü bir melek nida edecekmiş: "Kim amelini Allah'tan gayrısı için yaptıysa, huzura gelmeden amelin karşılığını gitsin ondan istesin, Allah'tan istemesin."
Çevir gözünü bak gökyüzüne, bakışını korkak alıştırma, yık duvarları, çık rutinin dışına, derinlemesine düşün, evreni ve seni yaratanı fark et; Güneş'i, Ay'ı, bu hesabı, bu mizanı, bu düzeni, bu intizamı, bu sistemi, bu insicamı, koyanı fark et.
Kolunda çok güzel bir saat var; hangi firmanın?
Mükemmel bir telefon; markası ne ki?
Çok güzel bir apartman, çok güzel bir bina; mimarı kim?
Çok güzel bir giysi, terzisi kim?
Her sanatın, her güzelliğin var edicisini arayan insan çevir gözünü, bul Rabbini. Yeter artık gafletin, cehaletin, sefaletin. Yeter yoksa kapıya dayandı felaketin..
İçinizdeki mücahidlerle sabredenleri ortaya çıkarıncaya kadar eblette sizi deneyeceğiz.(Muhammed suresi -31)
Bu ayet, mücahidlerle sabırlı davrananların birbirlerine çok yakın olduklarını, yani sabrın da bir nevi cihad demek olduğunu anlatmaktadır. O halde cihad ne ölçüde babayiğit işi ise de sabır da aynı şekilde yiğitçe bir tavırdır. Hele cihadın güçlüklerine sabretmek ise başlı başına ayrıca bir cihad anlamındadır.
Okur Takip Önerileri
Ailene namaz kılmalarını emret, kendin de ona devamlı ol. Biz senden rızık istemiyoruz, sana rızkı veren biziz.(Güzel) sonuç, Allah'a karşı gelmekten sakınanlarındır. (Taha 20/132)
Yeni doğan bebeğin, ibadetlere kazandırılması için bize, bir hatip veya vaiz gerekmez. Bize, çocuğuyla oynayan, anne baba gerekir.
Bir başka gerçek de şudur ki, çocukla kim oyun oynarsa, çocuğun bütün algı ve zihin dünyasına hakimiyeti de o kurar. Annesinin oynayamadığı çocuk ile oynayan, onunla vakit geçiren birisi bulunacaktır. Ama bu zahmeti kim çekerse, çocuğun inancının, ahlak ve karakterinin şekillenmesi için etken olan manevi dünyasına da o hakim olacaktır..
"Lokman, 'Sevgili oğlum' (dedi), 'Yaptığın iş bir hardal tanesi ağırlığında bile olsa, bir kayanın içinde bulunsa veya göklerde yahut yerin dibinde kaybolsa yine de Allah onu açığa çıkarır. Kuşkusuz Allah, her şeyi bütün gizlilikleriyle bilir, O her şeyden haberdardır.'
Lokman 31/16
Ebeveynin ufku çocuğun da ufkudur; onların "güzel" dediğine "güzel","çirkin" dediğine "çirkin" der. Çocuk ebeveynin "bak!" Dediği yeri görür.
Çocuk ne görürse onu yapar ne duyarsa onu söyler. Bu yüzden terbiye makamında olanların hallerini ve sözlerini ahlak mihengine vurma mecburiyeti vardır.
Derdi Allah'tan bilmeyene deva da Allah'tan gelmez..
Ve insan dünyayı sever onun için sevmez mezarlıkları..
Ölülerin yerine koymaya çalıştım kendimi. Yapamadım. Yaşamak denen tılsım insanı kör ediyor. Görmek istediğinden ve göstermek istediğinden fazlasını göremiyor insan. Yaşamaya bu kadar çok alışınca ölmek diye bir şey yok sanıyor ya da unutuyor, unutturuluyor.
Zira bütün bu mekana sadece mezarlık diye bakmıyorum ben. Burası noksansız eşitliğin ve adaletin olduğu tek yer gibi geliyor bana. Herkes aynı toprağın altında. Ne yaşların önemi var, dede ile torun yan yana. Ne işlerin önemi var, paşa ile hamal sırt sırta. Ne malların önemi var, zengin ile fakir koyun koyuna yatıyor.
Hayat ölüm var oldukça anlamlı. Ölümü kavrayamadıktan sonra hayat bir çileden başka hiç bir şey ifade etmiyor insana..
Ölmeye mecbur doğanlarız biz,sahi. Lakin ben ölmeye mecbur olmaktan değil ölünce mahçup olmaktan korkuyorum..