"Böyle bir şiddeti hak etmek için geçmiş hayatlarımızda ne yapmış olabilirdik ki? Soykırım bizlerden bu kadar çok can aldığına göre karmamız berbat olmalıydı."
Sayfa 120
"Hükümet düşüp toplum kaosa sürüklense geriye tek kalan şey toprak olur."
Sayfa 100
"O kadar uzun zaman yanlış anlaşılmalarla yaşamıştım ki, bunu kötü bir şey olarak görmeyi çoktan bıraktım. Onlar bildiğim her şeyin içinde hep mevcuttu."
Sayfa 99
Okur Takip Önerileri
"Yeni ve eski, ölü ya da diri ve reenkarne olmuş tüm nesillerden ayrıyım. Bu odada dururken nasıl da yapayalnız olduğumu anlıyorum."
Sayfa 88
"Ailemiz kimin umrunda? Bizi hayatta tutmaktan başka ne yaptılar ki? Üstelik o da yalnızca bizi bok gibi hissettirmek için."
Sayfa 85
"Bakın, ne diyebiliriz ki? İşimiz başımızdan aşkındı. Sürekli yüzümüze gözümüze bulaştırmak üzere olduğumuz sorumluluk ve beklentilerle doluydu hayatlarımız."
Sayfa 64
"Bir, o götün tekiydi - acınası haldeydi ama yine de göttü; iki, boktan hayatlarımızda zaten yeterince göt vardı; ve üç, bu kadar götle uğraşacak tuvalet kağıdımız yoktu."
Sayfa 64
"Tüytopa öyle sert smaç vurur, onu öyle hızlı havalandırırdı ki, raketin darbesiyle fişek gibi süratlenen tüytopun, anne babalarımızın akıl almaz beklentilerinin ve dünyamızın ansızın paramparça olup başladığımız yere, soykırımcı bir diktatöre tabi olduğumuz o açlık ve sefalet günlerine dönmek zorunda kalacağımız yönündeki paranoyalarının oluşturduğu, bizi boğan o güç alanını delip geçtiğine yemin edebilirdik. "
Sayfa 42
Bu sefer sırtımızda taşımıyoruz.
"Adamın ağır bedenini arabaya kadar sürükleye sürükleye götürüyorlar. Yarı baygın adam inlemeye başlıyor. Üç kadının aklından aynı düşüncenin çeşitlemeleri geçiyor. Farkına varıyorlar ki bu adam aslında onlar için pek bir şey ifade etmiyor, onların acısına daha çok anlam katmış değil. Bu adama kafa yorarak bu kadar zaman harcadıklarına inanmakta güçlük çekiyorlar. Evet, diyorlar içlerinden, bu adamı tanıyoruz. Onu ömrümüz boyunca sırtımızda taşıdık. "
Sayfa 39
"Aklını daha çok meşgul edense her kadının babaları gibi bir adamla uğraşması gerektiği yönündeki fikrin ne kadar geçerli olduğu ve bu sabırlı ya da beyhude çabanın ne uğruna olduğu. Bir şeylere göğüs germek insanın düşüncelerinin içine kanayan yaralar açıp, o kişinin dünyaya dair algısını bozabilir mi acaba? "
Sayfa 38
"Söz sözdür, ama nihayetinde yalnızca bir sözdür."
Sayfa 29
"Toplama kamplarından sonra herkes becerilerine göre eş bulmuş. Yemek yapmayı bilen iki kişi evlenmiyormuş, çünkü bu israf demekmiş. Evlenecek kişilerden biri yemek yapmayı biliyorsa, diğerinin yemeği nasıl satacağını bilmesi gerekirmiş. Evlilik, Survivor programı gibidir demişti hatta, daha uzun süre hayatta kalmak istiyorsan eşini ona göre seçmen gerekirmiş. "
Sayfa 27
"Yüzünde sanki yalnızca yetişkinlere mahsus olan, o malum karmaşık duygulardan oluşan bir ifade var, efkarlı ya da biçare gibi mesela."
Sayfa 13
