Istakoz yumuşaktır ama sert bir kabuğun içinde yaşar. Büyüdükçe bu kabuk ona dar gelir. Istakoz bu dar kabuğun içinde kendini sıkışmış hissetmeye başlar. En nihayetinde daha büyük bir kabuk yapabilmek için dar gelen kabuğu kırar. Istakozun en zayıf, yaralanmaya en açık olduğu an, büyüyebilmek için kabuğunu kırdığı bu andır.
Bugün baş etmekte zorluk çektiğimiz pek çok yoğun duygu ve düşünce (“Mükemmel olmalıyım.”, “Hiç güzel değilim.”, “Beceriksizim.”, “Bana bir şey olmaz.”, “Onsuz yaşayamam.” vb.), içimizdeki çocuğa aittir.