Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hakan Koç

Sağlık
Zincir gibiydi insan organları, biri bozulunca diğerleri de sırayla bozuluyordu.
Reklam
Uygar İnsan
Tanrısı insan denen varlığın dünyanın her yerinde ve her zaman aynı özü taşıdığını, uygarlığın bu kötücül özü bir parça dizginlemeye yaradığı,
Kıyamet sonrası dünya
Özellikle mesajlaşma uygulamalarında veya bilinen sosyal medya platformların- da olduğu gibi; ilgili yazılımlara dahil olduktan sonra veri izinleri yüzünden bu ortamlardan çıkmanız veya kısıtlayıcı beyanlarda bulunmanız çok bir şey değiştirmeyecektir... Çünkü birbirine paralel ölçekte çalışmaya başlayan bu yazılım bütünleri, Yapay Zeka algoritmaları sayesinde çok çeşitli verilerden bizi tanıyabilmekte, bunu eski verilerimiz üzerinden de yapabilmektedir... Bu noktada kendinizi Yapay Zeka'nın odak noktasından silebilmek adına en kalıcı yol gerçek anlamda eski verilerinizin ortadan kalktığına emin olup, akabinde hiçbir şekilde sayısal cihazları / yazılımları kullanmamak, kendinizi yoğun nüfus bölgelerinden uzağa taşımaktır... Bu da kulağa kıyamet sonrası dünya gibi geliyor değil mi? Yani uzun lafın kısası teknolojinin ulaştığı son noktada, kendinizi ciddi anlamda yaşamdan soyutlamadığınız sürece yazılımların (ve Yapay Zeka'nın / zeki sistemlerin) odağı noktasındasınız...
Sayfa 128Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ürün olarak insan
Buna göre öznemiz her ne kadar yapay zeka olsa da, genel olarak teknolojik araçların özellikle ticari kaygılar nedeniyle insanı soyutlaştırarak hammadde ve ürün haline getirdiği bir çağı yaşamaktayız.
Sayfa 125Kitabı okudu
Ne de olsa, zamanı geriye döndüremezsiniz artık. İnsan oturup böyle olmasaydı nasıl olurdu diye ömür boyu kafa yoramaz. Çoğu insan kadar iyi, hatta belki daha da iyi şeylere sahip olduğunu fark edip şükretmeli.
Sayfa 201Kitabı okudu
Reklam
"Diyorum ya! Almanya ile İtalya'ya bak, Stevens. Eyleme geçme izni verildiği zaman güçlü bir önderliğin neler yapabileceğini gör. Şu genel oy hakkı saçmalığı yok oralarda. Evin yanıyorsa ev halkını oturma odasına toplayıp tam bir saat kaçış yollarını tartışmazsın, öyle değil mi? Belki bir zamanlar her şey böyle iyi gidiyordu, ama dünya karmakarışık bir yer artık. Sokaktaki adamın siyaset, ekonomi, uluslararası ticaret falan gibi konularda yeterli bilgiye sahip olması beklenemez. Ne diye olsun ki zaten? Aslında sen dün gece çok güzel bir yanıt vermiştin, Stevens. Ne demiştin? Bu konunun senin uzmanlık alanına girmediği anlamına gelen bir şeyler miydi? Eh, ne diye girsin ki?
Sayfa 168Kitabı okudu
Psikolojik Kanser
Atalet hali bir tür psikolojik kanser gibi, ele geçirdiği bünyeyi güçsüzleştirip, olduğu yere sabitler.
Değişim
İnsanlar değişmemelerinden dolayı çektikleri acı, değişmelerinden dolayı çekecekleri acıdan daha fazla oluncaya kadar değişmezler. John Maxwell
Sayfa 124Kitabı okudu
kötümserlik
Sürekli kötü haberlere maruz kalmak bir süre sonra olayları kötümser bir tarzda yorumlamanıza neden olacaktır. Bu nedenle beyninize aldığınız bilgiyi doğru seçmeniz, bazen 'negatif haber diyeti' yapmanız yararlı olabilir
Ne uğruna zafer
Her ne pahasına olursa olsun kazanılacak bir zafer. Başka insanların hayatlarını kaybetmeleri pahasına, kendi evliliğinin zarar görmesi pahasına kazanılacak bir zafer. Zafer kazanmak uğruna feda etmeyeceği bir şey var mıydı?
Sayfa 430Kitabı okudu
Reklam
Nedircik
Nedircik, söylenmeyen yerine kullanılan bir kelime imiş. Bir bakıma, söylenmeyeni ifade ya da işaret eden söz olarak bilinirmiş. Ne güzel değil mi bir kelimenin söylenmeyeni söylemesi! Düşündüm de belki de bütün kelimeler söylenmeyeni söylemek içindir? Onca söylenmeyeni söylemeye çalışmamıza rağmen hâlâ bir yerlerde söylenmeyenler birikmektedir. O hâlde insan neden okur ve yazar? Söylenmeyeni daha çok söylemek için.
Sayfa 103Kitabı okudu
Yüksek ses ve sevgi
İki insan arasındaki bu sevgiyi bitiren ne diye sormak istiyor insan ama başlangıç sorumuz yanlış galiba. Bu kadar çok sevgi var mı aralarında? Bir sevgiyi "bağırdığımızda" "herkes duyarken" acaba kendimiz sevgimizin sesini dinliyor olabilir miyiz?
NOMOFOBİ
Cambridge sözlüğü 2018 yılının sözluğü olarak "nomofobi"yi şeçmiş. Kelime "telefonsuz kalma korkusu'nu anlatmak için kullaniliyor. Yani psikolojik bir rahatsızlığa dönüşen telefonsuz ve internetsiz kalma fobisi... Kelimenin üç bileşeni var. No, mobile ve phobia. Sadece telefonsuzluk değil, onu kullanamama ve telefon sayesinde oluşturulan iletişimi kaybetme korkusunu da anlatmak için kullanılıyor.
Sayfa 122Kitabı okudu
Yankı Fanusu
Ancak sosyal medya algoritmaları; biz fark etme- den, beğenilerimiz, paylaşımlarımız, takip ettiklerimiz ve retweetlerimizden yola çıkarak bizim nelerden ve hangi düşünceye sahip kullanıcılardan hoşlandığımızı belirliyor. Akabinde sadece ilgili kullanıcılan "takip edebilecekleriniz" yahut "arkadaş olabilecekleriniz" listesine ekliyor ve size onları sunuyor. Bu da zamanla, sadece bizim gibi yaklaşımları olan, hayatı bizim gibi yaşayan insanlarla karşılaşmamıza neden oluyor. Aslında farklılıklarla karşılaşmak için girdiğimiz sosyal medya araçlarında bu algoritmalar yüzünden bizim gibi insanlarla bir arada yaşamaya başlıyoruz. Herkesin bizim gibi düşündüğünü sanıyor ve her konuda haklı olduğumuzu iddia etme yanılgısına kapılıyoruz. Yani değişmiyor, bizden farklı olanlarla konuşamıyor, hoşgörü ve saygıyı internet gibi kocaman bir ortamda dahi öğrenemiyoruz.
Sayfa 108Kitabı okudu
Boş vakit?
Adorno'ya göre modern hayatta, boş vakit, oldukça kötu niyetli olan eğlence makinesinin elindedir. Bu eğlence makinesi kitle endüstrisinin kendisidir. Her gün bize dayatılan diziler, filmler, ünlü yaşamları ve sosyal medya içerikleri adeta dikkatimizi dağınık tut- mak ve kendimizi anlamamıza engel olmak için tasarlanmışlardır. Hatta haberler dahi bir bakıma böyledir. Günün yorgunluğundan sonra altın saatlerde (prime- time) bize sunulan haberler, aydınlanma çabamızdan uzaklaştırarak bizi anlamsız hikâyelere boğar. İçinde bulunduğumuz; fikirlerin, tercihlerin ve ideolojilerin bize zorla dayatıldığı açık hapishanenin farkında olmamızı engeller
134 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.