Alanın kargaşasında kurnazca
Kentimize sızmış ve şarkılar söyleyen bir bozuk paraları
Alkışladk
Senden sonra yargıladık aşkı
Birbirimizin katili olan bizler
Merak içindeydi yüreklerimiz
Ceplerimizde
Bizse pay almak için aşktan, yargılamaya başladık
Issız merdivenlerden ta derinlere inmektir benim payıma düşen
Ve ulaşmaktır bir şeye, çürüyen ve gurbette
Benim payıma düşen hüzünlü anılar bahçesinde dolanıp durmaktır
ölmektir bana
"ellerini seviyorum" diyen bir sesin kederinde
Yalnızlığın boyutunda bir oda
Ve bir aşk boyutunda olan
Yüreğim mutluluğun yalın bahanelerine bakıyor
güzelim soluşuna saksılarda çiçeklerin
bahçemize diktiği fidana
ve ötüşüne küçük kuşların
bir pencere boyutunda
Sustu
Ve ağlama duygusu ve acı ve kederle doldurdu
Gözlerinin uçsuz bucaksız alanını
"Hiç düşündünüz mü
Yaşamın kederli maskesini gölgesi altında
Yüzlerini gizleyen
Sizler
Bu üzücü gerçeği?
Düşler
Ne kadar safsalar o yükseklikten düşüp ölürler
Şimdi dört yapraklı yoncayı kokluyorum ben
Eski düşüncelerin gömütünde boy atmış yonca
Ve soruyorum saflığın ve bekleyişin kefeninde toprak olan o kadın gençliğim miydi benim?
Boş
Boş ama güvenle dolu
Bak dişleri nasıl bir marş söylüyor
Çiğnerken lokmaları
Ve nasıl yırtıyor
Dikip gözlerini bakarken
Islanan ağaçların yanından geçerken nasıl
Sabırlı
Ağır
Avare!