Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Merve Damla Mungan 8k

“Dirençler, direndiğimiz kadar bizimdir. Kendi yaptıklarımıza müdahale ettiğimizi fark etmek zordur. Çünkü kendi çabamıza, ilgimize, heyecanımıza karşı saldırılar başlattığımızı keşfetmeyi içerir.”
Reklam
“Kişinin şimdiki zamanda yeni ve taze şekiller oluşturmasını engelleyen en güçlü belirleyici sabitleşmiş geştaltlardır. Kişiler ya da olaylarla ilgili geçmişteki algılara takılı kalmak, şimdi ve burada en yararlı olabilecek davranışın anlaşılmasını engeller.”
136 syf.
8/10 puan verdi
Geştalt psikoloji, algı ve algısal örgütlenmeyi konu alan bir psikoloji teorisidir. Temelinde duyular aracılığıyla edinilen bilginin yorumlanması için kullanılan ilkeleri ortaya koymak vardır. Şimdiye kadar davranışlarımızda ve duyularımızda sık sık kullandığımız şeyler aslında. Sadece bunun psikolojideki yerini bilmiyoruz. Yaşadığımız çoğu olumsuz duygunun üstesinden gelmek için herkes kendine göre bir yöntem belirler. Kimisi durumu kabullenir ve yoluna devam eder, kimisi asla altından kalkamaz, kimisi olmamış sayar, kimisiyse içine atar, hapseder. Bunlardan en çok yaptığımız sanırım içimize atarak duygularımızı bastırmak. İşte bu yapabileceğimiz en yanlış şey. Çünkü ömrümüz boyunca o içimize attığımız şey taptaze bir şekilde orada duruyor ve bize açılan başka yollardan gitmemize engel oluyor. Terapistler geştalt psikoloji uygulamasında bu duyguları açığa çıkararak onları serbest bırakmamızı sağlıyor ve böylece önümüzde uzanan farklı yollardan gidebilmemize yardımcı oluyor.. • Maalesef çoğumuz geçmişte yaşadıklarımızdan bir türlü kurtulamıyoruz. Bu geçmişe çocukluğumuzda dahil. Büyüklerimiz tarafından bastırılan duygularımız ömür boyu peşimizden geliyor. Ve biz bunların üzerine yaşamımız boyunca hep yenilerini ekliyoruz.. Geçmişimizi kabul edip, yaşadıklarımızı onayladığımızda ya da kabullendiğimizde bu eşikten geçip aydıklık bir yola çıkabiliyoruz. Hayatımıza uyarlayabileceğimiz güzel bilgiler için mutlaka okuyun. Keyifli okumalar
Her İnsan Kendini Tamamlamak İster
Her İnsan Kendini Tamamlamak İsterFritz S. Perls · Destek Yayınları · 202336 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
136 syf.
8/10 puan verdi
Her İnsan Kendini Tamamlamak İster
Her İnsan Kendini Tamamlamak İsterFritz S. Perls
8.1/10 · 36 okunma
Reklam
“İyilik yaparsan cennet, kötülük yaparsan cehennem. En cahil insanın bile anlayacağı kadar basit. Basit olduğu kadar da etkili. Belki bir din, bu yüzden hep insanoğlunun ihtiyaç duyacağı bir kurum.”
“Babam İstanbul’ un ilk karını gelgeç sevdalara benzetirdi, ne gönülde, ne yürekte iz bırakır, çabucak geçer, derdi.”
440 syf.
7/10 puan verdi
Kitap esrarengiz bir cinayetle başlıyor. Sorasında süregelen sorgular, tanıklar ve ifadeler derken katil aranmaya devam ediyor. Bu sırada cinayetin gerçekleşme şeklinin dini bir ritüel gibi olduğu düşünülüyor. Delillerin işaret ettiği kişiler incelenirken bir cinayet daha işleniyor yine aynı ritüeller uygulanmış katil üzerinde. Katil ya şüphelilerden biri ya da hala dışarda.. İlk cinayette ölen kişinin araştırmalar sonunda ölmeden önce emniyeti bir kaç kere aradığı görülüyor. Olay daha da karışıyor haliyle. Bu olaylar sırasında ilk cinayetin maktulünün antikacı bir arkadaşı kafası kesilerek öldürülüyor.. Ortak nokta yine dini ritüel olması ve bu üç maktulün de birbiriyle arkadaş olması. Cinayetlerin araştırmalarının devamı sırasında olaylar Mardin’ in Midyat İlçesi ndeki Mor Gabriel Manastırı na dayanıyor. Yıllar önce burada öldürülmüş olan insanların, emniyetin ve bir çobanın hikayesi tüm bu olayları birbirine bağlıyor. • Polisiye çok sevdiğim bir tarz değil. Ama akıcılığı ve beni kitabın içine çekme özelliğiyle yazarın eserlerine daha sıcağım. Ben kitabın konusunu sevdim ama yetersiz buldum. Daha kapsamlı ve daha gizemli olabilirdi. Kitabın sonu daha farklı bir yere bağlanabilirdi. İşin işine bu kadar ruhani ve mistik değerler girmişken bu konuya daha çok yoğunlaşılabilirdi. Beklentimi tam olarak karşılamadı bu yüzden. Yazarın tarzını ve polisiye sevenler eseri sevecektir, okumalısınız. Keyifli okumalar
Kavim
KavimAhmet Ümit · Yapı Kredi Yayınları · 201916,3bin okunma
“Şeffaflık toplumunda empati temelinde bir cemiyet oluşmaz. Sadece ortak bir çıkar ya da ilgileri olan veya bir markanın çevresine toplanan yalıtılmış bireylerin, egoların tesadüf eseri ortaya çıkan toplaşmalarına ya da kümelenmelerine rastlarız.”
“Her şeyi iletişimin ve görünürlüğün eline teslim etmek müstehcendir. Bedenin ve ruhun pornografik bir şekilde teşhir edilmesi müstehcendir.”
Reklam
84 syf.
8/10 puan verdi
Şeffaflaşmak günümüzde kapitalizmin bize dayattığı durumlardan biri haline gelmiştir. Kişi şeffaf olmak isterken bunu çıplaklıkla özdeşleştirmektedir. Bu durumda ideoloji şeffaflık dediğimiz şey farklı sorunlara yol açmaktadır. Bu sorunların en önemlisi sosyal medyada şeffaflaşmaya çalışan çoğu insanın kendini teşhir etmesi şeklinde ortaya çıkar. Kişi kendini ne kadar çok soyarsa o kadar dikkat çekeceğini düşünür. Aksine. Şeffaflaşmak bu değil. Kişinin saklı kalan yönleri karşı tarafta daha çok merak uyandırır ve ona karşı daha çok keşfetme ilgisi doğar. Bu yüzden gizlenen, gösterilmeyen şeyler daha fazla dikkat çeker. Çoğu kişi bunun tam tersini yaparak kendini şeffaflaştırmaya ve anlatmaya çalışır. Maalesef paylaşılan her özel durum kişiyi teşhir etmek yolunda atılan bir adım haline geliyor. Günümüzde bir ideoloji haline gelen şeffaflık giderek dozunu arttırdığı gibi hızla yayılmaya devam ediyor. • Aslında bildiklerimizden çok farklı olarak şeffaflığın nasıl olması ve nasıl olmaması gerektiğini anlatan bir eser. Açıkçası ben çok anlayamadım. Yazarın anlatımı bazı yerlerde beni çok yordu. Ana fikir olarak sevdim ama zorlandım aynı zamanda. Keyifli okumalar
Şeffaflık Toplumu
Şeffaflık ToplumuByung-Chul Han · Metis Yayıncılık · 20172,103 okunma
“Bazı ezgiler uzun süre, hatta hayat boyu eşlik eder size, yakanızı bırakmaz. Artık unuttuğunuzu sandığınız, bir daha anımsamayacağınızı düşündüğünüz anda aklınıza düşerler. Boşuna çabalamayın! Onlardan kurtulamazsınız.”
“Eski taş kilisenin çan kulesiyle cepheleri pasta dilimlerine benzeyen evlerin çevrelediği küçük alandayım yine. Tek başınayım ama yalnız değilim. İçim kalabalık.”
184 syf.
7/10 puan verdi
Yazar 2020 ile 2023 yılları arasında hayatından ve hepimizin hayatından kesitler anlattığı bir günlük yazmış. Yıkımlar şeklinde adlandırdığı biz ve tabii kendisini derinden etkileyen ve belki de etkilemeye devam eden olaylardan bahsetmiş. Bizi 2020 yılında en çok meşgul eden, öldüren, süründüren, hayatımızı etkileyen olaylardan ilki Covid-19 virüsü günlüğün baş rolünde yer alan olay. Hepimizi öyle çok etkiledi ki yazar en çok başlangıcından sonuna kadar bu virüsü ve hayatına olan etkilerini ele almış. Arada ülkemizin içinde bulunduğu durumu da anlatmayı ihmal etmemiş. Ne de olsa bu durumda en büyük yıkımlardan biri bizim için. Sonrasında yıkım Ukrayna savaşı olarak devam ediyor. Yine insanlar ölüyor. Evet ölüm. Savaş, hastalık, kaza vs derken ölüm her an yanı başımızda. Yazar kitabın nerdeyse her sayfasında en çok ölüm korkusundan bahsediyor. Anladığım kadarıyla ölüm ya da nasıl öleceği düşüncelerini uzun süredir meşgul ediyor ve etmeye de devam ediyor. Sonrasında şubat ayında meydana gelen Maraş depremiyle maalesef yıkım devam ediyor.. Sayısını bugün bile tam olarak bilmediğimiz insan ölüyor.. Yine ölüm ve yine yıkım.. Ve 2023 yılı da böylece bitiyor. • Yazar bir kaç yılını anlattığı günlük şeklindeki kitabında daha çok onu üzen ve yıkan olaylardan bahsediyor. Sevdiklerinin ölümü, savaş, deprem ve hastalık salgını.. Yazarın anlatımını beğendim. Diğer kitaplarını okuyarak kendisini daha yakından tanımayı planlıyorum. Keyifli okumalar
Yıkım Günleri
Yıkım GünleriNedim Gürsel · Doğan Kitap · 202415 okunma
1.411 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.