Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ferhat Coşkun

Reklam
Bir inancın yüceliğinde buldum seni Bir kavganın güzelliğinde sevdim. Bin kez budadılar körpe dallarımızı Bin kez kırdılar. Yine çiçekteyiz işte yine meyvedeyiz Bin kez korkuya boğdular zamanı Bin kez ölümlediler Yine doğumdayız işte, yine sevinçteyiz. Bitmedi daha sürüyor o kavga Ve sürecek Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
Gelenek ve önyargı seviyesinin üstünde uçmak isteyen kuşun kanatları güçlü olmalıdır.
Sayfa 136 - iş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Sadece Rusya'da değil!
Rusya'da gürültü patırtı yaparak boş işlerle uğraşmak üzere, sanki kasten dünyaya getirilmiş şaşırtıcı insanlar vardır...
Sayfa 23 - yordam edebiyatKitabı okudu
Kadın, erkeklerin hiçbir zaman akıl erdiremedikleri bir şeyi kolayca anlayabilir: Kadın yeni bir yaşamın doğumunu iliklerinde hisseder, dünyadaki güçlerin yenilenmesinde değişmez kaynaktır kadın. Kadın, en güzel düşüncelerin kendisi tarafından alevlendirildiğini, kahramanlıkların kendisi sayesinde yapıldığını, tüm güzelliklerin ve şiirlerin kendisinden kaynaklandığını görür ve eğer kadın olmasaydı sizler birer vahşi hayvan gibi yaşayarak sadece ve sadece boğazınızı düşünürdünüz
Sayfa 70 - yordam edebiyatKitabı okudu
Reklam
Psikotik bir dünyada yaşıyoruz. Deliler güç sahibi. Bunun ne zamandır farkındayız? [...] Ve bunu kaçımız biliyor? Deli olduğunu biliyorsan deli değilsindir belki de.
Sayfa 58 - AlfaKitabı okudu
Şampanya gibi kan dökenler Capitol’de taç giyip insanlığın kurtarıcıları olarak kutsanmışlardı. [...] Başarısızlığa uğrayınca her şey aptalcadır. [...] Başarabilseydim bana da taç giydireceklerdi. Şimdiyse kapana sıkıştım.
Sayfa 649 - iş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
Her şeyin içine tükürmekte, aldırmazlıkta en ileri gidenler, yasa koyucu olurlar. Herkesten daha gözü pek olan, herkesten daha haklıdır! Bugüne kadar böyle gelmiş bu, bundan sonra da böyle gidecek! Bu gerçeği ayırt edemeyenler kördür!
Sayfa 521 - iş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
''alışmışlar da buna… ağlaya sızlaya da olsa alışmışlar. insanoğlu denen aşağılık yaratığın alışamayacağı hiçbir şey yok galiba!..”
Sayfa 32 - iş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kim demiş haram nedir bilmez Hayyam? Ben haramı helali karıştırmam: Seninle içilen şarap helaldir, Sensiz içtiğimiz su bile haram.
Sayfa 124 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Sırf ahlaksal yönden onurlu olduğu için kare uçlu bir çivinin yuvarlak bir deliği kazıyıp durması ve geleneksele aykırı, kendisine uyacak kare biçimli deliği kullanmaması daha mı iyi?
Hata yapan, hata yapamaz hepinizin sessiz onayı olmadan...
Ne demeli herkes gibi ayakta duran ama güneşe sırtını dönene? Sadece gölgesini görür ve kanundur gölgesi.
Koskoca bir ulusun yıkımını izleyen ve birşey yapmayan dünyayı ancak sessizliğin beyaz bıçağıyla arındırabilirim.
Sayfa 100Kitabı okudu
İşten atıldım. Tazminatımı almaya gittiğimde insan kaynakları müdürü bir selfie çektirmek istedi benimle. Çok garip geldi bana. Sizi işten atan insan, sizinle selfie çekmeye çalışıyor. Rıdvan Akar
Sayfa 123Kitabı okudu
Reklam
Yurdumuzda son yıllarda yaşanan bilgi kirliliğinin en önemli öğelerinden biri, yobazlığın düşünce özgürlüğü, yobaz çığırtkanlığının liberallik ve bilimsel düşüncenin modası geçmiş pozitivizm diye topluma sunulmasıdır.
Sayfa 156Kitabı okudu
Giderek ben de bir suç aleti gibi hissetmeye başlamıştım onu. Ele geçirenlerin kol gezdiği ve "ele geçirilen" kitapların, daktiloların her gün tek kanallı televizyonda suç aleti olarak olarak ifşa edildiği bir ülkede iki suçlu gibiydik biz ve suçlu olduğumuzu hissettikçe daha çok kenetleniyorduk birbirimize...
Sayfa 219Kitabı okudu
"bırakalım bizim yerimize fikirlerimiz ölsün"
Bilimsel dünyada fikirler çarpışır, onlar savaşır, onlar kendilerini üretenlerden bağımsız olarak ölürler veya galip gelirler.
Sayfa 144Kitabı okudu
İşte bazen bakmamamız gerektiği söylenen bir yerlere baktığımızda, belki orada yasaklara değil, asıl insanlığımıza bakmış oluruz biz. Size de, hepimize bazen bir yerlere bakmamanız gerektiğini söylerler. Bunu hep söylerler. Fakat siz yine de dönüp bir bakın. Bakın! Belki yıllar sonra dönüp geriye baktığınızda, tıpkı benim gibi asla pişman olmayacaksınızdır…
Hümanizma : Tanrı’yı tahtından indirip yerine İnsan’ı oturtmak
“Tanrı’ya dönüşmek, insan olmak, kendini yetiştirmek, hepsi aynı anlama gelir” Friedrich Schlegel
Sayfa 186Kitabı okudu
Bilimsel devrim Çin'de olmadı, çünkü gerçekten yetenekli olanlarımız şair, ressam, yaratıcı yazar oldular. Onlar Konfüçyüs akademik geleneğince bastırılmamayı seçtiler.
Reklam
Cehennemde ateş olmaz, nar yoktur Herkes ateşini kendi götürür
Kuzey ve doğu Berlin'den batı Berlin'e giden yol çoğunlukla özel bir otelin çarşafları üzerinden geçiyor gibi...
Sayfa 167Kitabı okudu
Boles adlı hikayeden
İşte böyle... İnsan acıyı tattıkça şefkati daha çok arar... Ama köhnemiş erdemlerimizin duvarları arasına sıkışan, birbirimize tepeden bakan bizler bunu anlayamıyoruz. Çok ahmakça, çok acı sonuçlar doğuruyor bu anlayışsızlığımız. Diyoruz ki, düşkün insanlar!.. Ne demektir bu?.. Onlar da bizler gibi aynı kemikten, aynı kandan, aynı etten ve sinirden yapılmışlardır. Her şeyden önce insandırlar... Yüzyıllardır işitip dururuz bu "düşkün insanlar" sözünü. Ne saçma şey! Asıl düşkünler bizleriz! Hem de adamakıllı düşkün!.. Kendini beğenmişliğin, mutsuz insanlara tepeden bakmanın uçurumuna düşmüşüz... O insanlar ki tek eksikleri bizden daha az kurnaz olmaları ve kendilerine iyi insan süsü vermeyi daha az becerebilmeleridir...
Sen de yüreğini eline al çık sokağa Uzatmasan elini, kim çiçek koyar ki avucuna Söylemesen yürek türkünü Kim kucak açar sevdalarına
"Neden kızıyorsun? Neden şikayet ediyorsun?” dedi. “İçinde şeytan dediğin o şeyin en kıymetli tarafın olmadığını nereden biliyorsun? Sizin gibi beş hissinden başka duygu vasıtası olmayanlar bu daimi korkudan kurtulamazlar. Asıl sebep ve illetlere varabilseniz göreceksiniz ki en zayıf tarafımız dışımızdadır. Gözümüzü kör eden yedi renktir, kulağımızı sağır eden sesler, ağzımızı paslandıran yediklerimiz, kalbimizi önce coşturup sonra durduran sonsuz koşmalarımızdır. Yüksek insan dışına değil, içine kıymet verendir.”