Okur Dereli

Okur Dereli
@kddereli
Müslüman, derinleş!
Fakihler, milleti idare eden hükümet adamlarının hocaları ve çekişmelerde halkı idare etmenin doğru yollarını gösteren kimselerdir. Ömrüme yemin ederim ki! Fıkıh ilmi [Hukuk] dünya ile alakalı olduğu kadar din ile de alâkalıdır. Lakin din ile alakası, dünya vasıtasıyladır. Zira «Dünya, ahiretin tarlasıdır.» Din, dünya ile tamamlanır. Din ile sultanlık [devlet idaresi] arkadaştır, ikizdir. Din asıl [kök]'dır, pâdişah [hükümet] onu korur. Kökü olmayan yıkılmaya mahkûm olduğu gibi korunmayan temeller de yıkılır, yok olur. Mülkün tamamlanması ve korunması hükümetle mümkündür. Husûmetlerde mülkü korumak ve nizâmı kurmak da fıkıhla halledilir.
Sayfa 51 - 1 inci KİTAB - 2 nci BÂB- ŞER'İ İLİMLERİN KISIMLARI
Reklam
Peygamber Efendimiz aleyhisselam dünyayı şereflendirmeden önce bütün alem, mânevi yönden müthiş bir karanlık içinde idi. İnsanlar, son derece bedbaht bir cehâlet bataklığında boğulmaktaydılar. İnsanlık, şeref ve haysiyetini yitirmişti. İnsanların vahşet ve zulmünden, hayvanlar bile iyice bunalmıştı. Hayat yaşanmaz hale gelmişti. Alem mahzûn, varlıklar mağmûm, gönüller muzdaripti. Zayıf ve güçsüzler gülmeyi unutmuştu. Yaşama hakkı güçlülere âitti. Mehmed Âkif'in ifadesi ile: Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta; Güçsüz mü bir insan, onu kardeşleri yerdi.
Sayfa 66 - Erkam Yayınları, İstanbul, 2023.Kitabı okuyor
"Her Püriten biraz Yahudi'dir"
Cos Cob'lar, bölgede mukim son derece barışçıl Kızılderili kabilelerinden biriydi. Püritenleri topraklarında ağırlayan, onlara ormandan, denizden rızık sağlama yöntemlerini öğreten insanlardı. Gelin görün, sayıları artıp kendilerini daha bir güvenli hissetmeye başladıklarında, Püritenler silahlanmaktan geri durmadılar. "Vahşi ruhlar" dedikleri ev sahiplerine durduk yerde bir cephe almaları vardır ki, insanı insan olmaktan utandırır. 1641 yılının üstelik Noel gecesi, Cos Cob köyünü İsa Mesih aşkına bastılar. Köy sakinlerinin kaçmalarını önlemek için kapıların önlerinde devasa ateşler yakmışlardı, çıkıp kurtulmaya çalışanları da vurdular. Bir tek o gecenin bilançosu 400 Kızılderili, yani çoluk çocuk dahil köyün tamamı.
Sayfa 310 - Turkuvaz Yayıncılık, Ağustos, 2019Kitabı okuyacak

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Dünyaya dair gerçekleri yeni yeni keşfettiğimiz bir süreçtir yaşadığımız. Yeniden öğrenmeye üşenmeyin, ezber bozmaktan yüksünmeyin. Gözleriniz fal taşı gibi açık, zihniniz kılıç gibi keskin olsun. Küsmeyin, siz de kendi ev ödevinizi yapın. Düşünün ki internet mucizesi olmasaydı, bu metinler toparlanamazdı. Siz siz olun, ne vazgeçin ne de teslim olun internete.
Turkuvaz Yayıncılık, Ağustos, 2019Kitabı okuyacak
(...) Görün ki, bu binaların yanında ne bizim Yıldız Sarayı'nın, ne Dolmabahçe'nin, ne de hatta Topkapı'nın gösteriş babında esamesi okunur. İnsan gençken, toyken, kıskanıyor, hüzünleniyor, yavrum. Ne zaman ki işin aslını öğreniyorsunuz, o zaman "bizde niye yok duygusu" ortadan kalkıyor ve anlıyorsunuz: Samuel Wadsworth Russell'ın dünya görüşüyle mutabık olmadığımız ve afyonkeş Çinlilerden kazandığımız parayla Afrika'dan boyunlarına zincirler takıp getirdiğimiz karaderili kölelere inşa ettirmediğimiz sürece, bizim böyle binalarımız olamazmış.
Sayfa 279 - Turkuvaz Yayıncılık, 2019Kitabı okudu
Reklam
Kimin aklıydı bilmem. Gezi olaylarında (2013) protestocu gençlerin suratlarını örten o ince bıyıklı, şeytan görünümlü maske, İngiliz Lordlar Kamarası'nı havaya uçurmaya (1605) kalkan Guy Fawkes'ın yüzünün tıpkıbasımıydı. (...) Guy Fawkes, 1604 yılında bu Katolik düşmanı Kral I. James'i (ve Lordlar Kamarası'nı) havaya uçurmaya kalkan Katolik. James'in Lordlar Kamarası'nı açacağı gün patlatılmak üzere parlamento binasının altında kiraladığı bir mahzene 36 fıçı barut yığarken yakalandı, oracıkta infaz edildi.
Sayfa 253 - Turkuvaz Yayıncılık, 2019Kitabı okudu
Eliniz değdiğinde bir bakın, yavrum, Alman araştırmacıların ellerinde kumpaslar, Grönland sizin, Orta Amerika, hatta Tibet benim dolaşıp yakaladıkları yerlilerin kafataslarını ölçtükleri fotoğrafları göreceksiniz. Çabalarının bir diğer dayanak noktasının da, Mısırlıların veya Azteklerin veya Bantuların "kendi başlarına medeniyet gerçekleştirmiş olamayacakları", başka bir yerlerden gelen süper insanlardan bir şekilde yardım almış olmaları gerektiği şeklindeki özde ırkçı düşünce olduğunu, ucunun "bronz" kavramına gittiğini göz ardı etmeyin.
Sayfa 240 - Turkuvaz Yayıncılık, 2019Kitabı okudu
Ve fakat görün ki kimse kendi köyünde peygamber olmaz, çünkü "içli dışlı yaşam horgörüye çanak tutar" ve sıradışı insanlar kendi muhitlerinde layık oldukları saygıya mazhar olmazlar.
Sayfa 236 - Turkuvaz Yayıncılık, 2019Kitabı okudu
Tolstoy: "Muhammedizmin Ortodoksluğa tercih edilmesine gelince, böyle bir dönüşüme tamamen sıcak bakabilirim. Hıristiyan ideallerine ve her sey bir yana Mesih'in öğretisinin halis anlamına değer veren benim bunu söyluyor olmam acayip olabilir, ancak harici biçimi itibariyle İslam'ın Ortodoks Kilisesi'nden daha üstün durduğuna şüphem yok. Bu bakımdan, eğer insanın önüne Ortodoks Kilisesi veya Islam diye iki seçenek konulursa, aklı başında olan hiç kimse Üçleme, kefaret, sarap-ekmek, azizler, ikonalar, karmaşık ayinler gibi girift ve anlaşılmaz itikatlar yerine tek God'ı ve tek Peygamberi olan, tevhidi kabul eden İslam'ı seçmekte tereddüt etmeyecektir."
Sayfa 224 - Turkuvaz Yayıncılık, 2019Kitabı okudu
Siz bakmayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'a "İslamcı"diye çemkirdiklerine, Kralice II. Elizabeth'in günümüzdeki unvanlarından biri de "Defender of the Faith"tir. "Defender of the Faith" yani "Dinin Savunuucusu", yani "Nasuriddin". "Queen Elizabeth II the Nasuriddin."
Sayfa 208 - Turkuvaz Yayıncılık, 2019Kitabı okudu
Reklam
Alparslan: "Askerler! Sizin gibi şecâatlı bir askerin hükümdarı olduğum için iftihar ediyorum. Tahta çıktığım zaman memleket ufuklarını kaplayan ihtilal bulutlarını kılıncınızla dağıtarak vatanı korudunuz. Bugün de İslâm âlemi karşımızdaki düşmana büyük cihadınızı göstermenizi bekliyor. O halde hem hakkıyla vatanı korumak, hem de Kelimetullah bayrağını yükseltmek gibi iki mukaddes hizmeti yerine getirmiş olacaksınız. Düşmanınız çok ise de ilk hücumunuza dahi dayanamayacağını bilirim. Zira onlar düşmani değil, hayatlarını kurtarmaktan başka bir şey düşünmeyen bir takım korkak adamlardır. Siz ise hayatın geçici olduğunu ve cihad uğrunda can vermek şerefinden ibaret bulunduğunu bilen arslanlarsınız. İşte kumandanınız bundan sonraki adımını gaza meydanina atıyor. Şu kılınç tutan elimde kuvvet kalmayıncaya kadar uğraşacağım... Dinini, vatanını, kumandanını seven arkamdan gelsin."
Sayfa 413 - Ötüken Neşriyat, İstanbul, 2023Kitabı okudu
"Romanos Alparslan'ın sulh teklifini reddedince, Türk başbuğu arkasına beyaz bir elbise giyerek camiye gitti. Cuma namazının kılınmasından sonra askerine hitaben, 'İsteyen geri dönsün. Burada hareketinize mâni olacak bir sultan yoktur. Ben de sizin gibi bir neferim. Allah yolunda ölüme koşuyorum. Şimdiden beyaz kefenimi giydim.' diyerek câmiden çıktı. Atına binerek düşman üzerine yürüdü. Kumandanlarıyla aynı ruh ve kanaatta olan asker de kendisini takip etti." (Ebü'l-Ferec Grigoryos, Tariki Muhtasarü'd-Düvel, s. 322)
Sayfa 414 - Ötüken Neşriyat, İstanbul, 2023Kitabı okudu
"Allahım, İslâm sancaklarını yükselt ve hayatlarını sana kulluk için esirgemeyen İslâm mücahidlerini yalnız bırakma, Alparslan'ı düşmanlarına muzaffer kıl ve askerlerini meleklerinle destekle; zira o senin rızanı kazanmak için varını, canını ve her şeyini fedadan sakınmıyor, o senin yolunda ve dininin zaferi için nasıl cihad ediyor ise, sen de onu öyle koru, düşmanlarını kahret."
Sayfa 415 - Ötüken Neşriyat, İstanbul, 2023Kitabı okudu
"349 H./968 M. senesinde Türkler'den 200 bin hargah İslâm ile müşerref oldular. Hargah, deriden mâmül çadır ve oba demek olduğundan, bir hargah bir hane halkı demektir. Bu kadar halkın bir defada İslâm dinine dâhil olmaları, İslâm âleminde mühim vak'alardandır. H. 435 senesinde de Bulgar memleketlerinde yaylayıp kışlamak üzere Balasagun ve Kâşgar havalisine gelen gayr-i müslim Türkler'den on bin oba halkı İslâm dini ile müşerref oldular ve Kurban bayramında 120 bin baş koyun kurban ettiler... Türkler'den müslüman olmayan ancak Hataylılar ile Tatarlar kaldı." (s. 510,584).
Sayfa 387 - Ötüken Neşriyat, İstanbul, 2023Kitabı okudu
.."ahlaki değerleri reddeden" bilimin "zehirli bir yılan gibi serir" olabildiği de sır değildir. Galton'ın insan topluluklarını sınıflandırma, "sağlıklı" unsurları ihya ederken "sağlıksız" unsurları imha etme çabaları, ojenike meşru ("bilimsel") zemin kazandırır.
Sayfa 145 - Turkuvaz Yayıncılık, 2019Kitabı okudu
283 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.