Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mert Çiçek

Kim olduğumu biliyor musun?
Sana tek bir yakınmayla geleyim: Alay, kendimi küçümsemek bana acı veriyor. Oysa ruhum şöyle dedi bana: "Kendini küçük mü görüyorsun?" Sanmıyorum. Ruhum şöyle yanıtladı: "Dinle, o zaman, beni mi küçük görüyorsun? Kibrini beslemek için kitap yazmadığını, benimle konuştuğunu hala bilmiyor musun? Benim sana verdiğim sözlerle konuşurken alaydan nasıl acı çekebilirsin? O halde, kim olduğumu biliyor musun? Beni kavradın, tanımladın ve ölü bir formüle mi dönüştürdün? Uçurumlarımın derinliklerini mi ölçtün ve daha seni götürmediğim bütün o dip yolları mı keşfettin? Eğer iliklerine kadar kibirli değilsen alay sana meydan okuyamaz." Dürüstlüğün çok güçlü. Beni körleştiren kibrimi önüne sermek istiyorum. Görüyorsun, bu da bugün sana boş ellerle geldiğime inanmamın nedenlerinden biri. Uzanmak istedikleri taktirde boş elleri dolduranın sen olduğunu hesaba katmadım ama eller uzanmak istemiyor. Senin kabın olduğumu, sensiz boş kaldığımı, seninle dolup taştığımı bilmiyordum...
Reklam
Bir şeyi anlamak...
Gündeliğin, Tanrılık imgesine ait olduğunu kabul etmek istemedim. Bu düşünceden kaçtım, kendimi en yüksek ve en soğuk yıldızların ardına gizledim. Yine de derinliklerin tini bana yetişti ve acı içkiyi bana zorla içirdi. *(Bu içkiyi içen bir daha ne bu dünya ne de sonraki yaşam için susuzluk çeker çünkü geçiş ve tamamlanmayı içmiştir. Ruhunda
Derinliklerin Tini
Bu çağın tini ile konuşmam gerekirse, demeliyim ki: size duyuracaklarımı hiç kimse ve hiçbir şey doğrulayamaz. Bana göre doğrulamak yersiz çünkü başka seçeneğim yok, yine de yapmak zorundayım. Bu çağın tinine ek olarak başka bir tinin daha geçerli olduğunu öğrendim. Bu da çağdaş olan her şeyin derinliklerine hükmedendir. (Tanımadığım ama bu bilgiye sahip biri bana şöyle dedi: 'Ne tuhaf bir ödevin var! En içindekini ve en aşağını sergilemen gerekiyor.' Buna karşı çıktım çünkü hiçbir şeyden bana namussuzluk ve terbiyesizlik gibi gelenden daha fazla nefret etmiyordum.) Bu çağın tini yarar ve değeri duymak ister. Ben de böyle düşünüyordum ve insanlığım hala böyle düşünüyor. Öte yandan, bu diğer tin beni yine de doğrulamanın, yarar ve anlamın ötesinde konuşmaya zorluyor. İnsani gururla dolu ve zamanın küstah tini ile körleşmiş olarak uzun süre o diğer tini kendimden uzak tutmaya çalıştım. Oysa öncesiz ve sonrasız zamandan gelen derinliklerin tininin kuşaklarla birlikte değişen bu çağın tinine göre daha güçlü olduğunu hesaba katmamıştım. Derinliklerin tini bütün gurur ve kibri yargının gücüne tabi kılmıştı. Bilime olan inancımı benden aldı, şeyleri açıklama ve düzenleme zevkinden beni yoksun bıraktı ve bu çağın ülkülerine olan içimdeki adanmışlığı söndürdü. Beni en son ve en basit şeylere inmeye zorladı. Derinliklerin tini anlayışımı ve bütün bilgimi aldı ve onları açıklanamaz ve paradokslu olanın hizmetine verdi. Beni onun hizmetinde olmayan, yani anlam ve anlamsızlığın birbiri içinde erimesine ve böylece yüce anlamı oluşturmasına hizmet etmeyen şeyler üzerine konuşmaktan ve yazmaktan mahrum etti.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Giriş: Literatüre kısa bir bakış
Davranış - Biyoloji & Genler: Beyin Bilimi Louann Brizendine - Kadın Beyni William James - Psikolojinin İlkeleri Alfred Kinsey - Kadınlarda Cinsel Yaşam Anne Moir & David Jessel - Beyin ve Cinsiyet Jean Piaget - Çocukta Dil ve Düşünme Steven Pinker - Boş Sayfa V.S. Ramachandran - Beyindeki Hayaletler Oliver Sacks - Karısını Şapka Sanan
Aristoteles'e göre
Aristoteles'e göre felsefe ikiye ayrılır: pratik ve teorik. Pratik felsefe etik ve politikayı kapsar; teorik felsefe ise fizik ve mantığı. Metafizik, hareket ve atalet ilkelerinin içkin olduğu töze dair bilimdir. İnsan ruhu sayesinde yaşar, hisseder ve anlar. Dolayısıyla Ruh'a ait üç meleke, besleyicilik, duyarlılık ve zekadır. Bundan başka Ruh, ona göre ikiye ayrılır. Rasyonel ve irrasyonel ve bazı özel örneklerde duyusal algılar aklın ötesine gider. Bilgelik, ilk nedenlerin bilgisidir. Felsefe dört ana bölüme ayrılır: diyalektik, fizik, etik ve metafizik. Tanrı ilk hareket ettirici, varlıkların en iyisi, hareket etmez töz, duyusal şeylerden ayrı olan, cisimsel nicelikten yoksun, parçaları olmayan ve bölünmeyendir.
Sayfa 26