Sadece bir yüzyıl öncesine göre bile bugün yalana daha sık başvurulur oldu.Yalan, dürüstlük karşısında prim yapmaya başladı. Dürüstlük her insanda olması gereken doğal bir özellik iken bugün meziyet olarak kabul edilebilir hale geldi. Hayatın her alanında, özellikle de iş hayatında güvenilecek insanlara ihtiyaç kendisini daha çok hissettirmeye başladı. Kötü niyetli kişiler ise dürüstlere "enayi" yaftası yapıştırdılar.
Yalanın günlük yaşamda kabul görmesi yüzünden günümüzde toplumlara büyük bir güvensizlik hâkim oldu. Ailede eşler bile birbirlerine güvenmemeye başladılar. En gelişmiş ülkeler diğer ülkelere güvenmedikleri için en büyük yatırımlarını silah ve savunma sanayisine yapar hale geldiler. Sağlıklı bireylerden oluşan sağlıklı toplumlar vücuda getirmek istiyorsak , vakit kaybetmeden bu durumu tersine çevirmeli, yalanın prim yapmasına izin vermemeli, insanlığın kaybettiği değerleri, en başta da dürüstlüğü tekrar kazanmalıyız.
Görev , görev uğruna yerine getirilmez . Onun nedeni ihmal edilmelerinin insanı rahatsız edecek olmasıdır . İnsan tek bir görev yerine getirir , o da ruhunu tatmin ederek kendi kendini kabul edebileceği duruma gelme görevidir .
Muvaffak olmak , mesut olmak demek değildir.İnsan muvaffak olur , cemiyet içinde özlediği yerin daha üstünü bile alır da , mesut olmayabilir . Servetin iktidar ve şöhretin son haddine varmış nice insan vardır ki , içi daima saadet dünyasının hasretiyle yanıp tutuşur . Mükellef apartmanlarda göz kamaştırıcı bir konfor ve lüks içinde yaşayan insanlar görürsün ki bunların hepsini bir günlük saadetle değişmeye hazırdırlar . Çünkü saadet tamamıyla gönül işidir ve içimizdedir . Onu kendi içimizden başka bir yerde sanıp aramak ve saadeti sırf servet , iktidar ve şöhrette görmek çölde serabı su zannetmektir .