#çocukluk sırrı
Her çocuğun özünde, o çocuğun nasıl bir yetişkin olacağının şifrelerini barındıran ‘çocukluk sırrı’ vardır.
Bu sır, çocuğun içinde ‘buyurucu bir iç kılavuz’ olarak, mütevazi bir sabırla, adım adım o çocuğun kişilik ve karakterini oluşturma mücadelesi verir. Yetişkinler ise, çocuğun özünde gerçekleşen bu ince yapılanmayı hesaba katmadan kendilerince bir zoraki kişilik oluşturma gayreti verdikleri için, çocuk eğitiminde sorunlar yaşanır...
“Zamanla anlıyorsunuz, insanların kavgaları sizinle değil. Gerçekleşmemiş kişilikleri, sevilmemiş çocuklukları, başarılarla gizlemeye çalıştıkları özdeğersizlikleri ile. Kötü tavrı kişisel almayın, siz bu savaşın sadece nesnesisiniz. Bazen gerçekten tek sorun, öznenin kendisinde.”
“Hiç risk almayan kişi, belki acı ve üzüntülerden korunabilir; ama büyüyemez, sevemez, değişemez, hissedemez, öğrenemez. Garanti arayışlarıyla zincirlenmiş bir köle gibi yaşarken, bedelini, özgürlüğünü kaybederek öder. Sadece riski göze alabilen kişi hürdür.”
“Bir şeyi, Özellikle de bir kişiyi her yargıladığımızda onu tüketiriz.Yargılar bilgiyi depolamamızı sağlar ama kişilerle ilgili yargımız, o kişinin içindeki Çi’ye rağmen olasılıklarını sınırlandırmamıza neden olur. Senin aptal olduğunu düşünen bir çoğunluğun içinde yaşarken akıllı olman, senin aklına güvenen bir çoğunlukta akıllı olmandan çok daha zordur. Varlıklar çoğunluğun yargıladığı şeye dönüşebilirler zamanla. Biri çevresindekilerin inancıyla deneyimlere açılıp gelişirken -ki buna başarı deriz-, diğeri çevresindekilerin yargısıyla deneyimlere kapanır, başarısız olur. İnanılmak iradeye güç veren bir kalkan oluştururken, yargılanmak bir hastalık gibi irademizi zayıflatır.”
“Neyi, nasıl, niye merak ettiğine dikkat et. Evren, merakla harekete geçer, düşünceyle genişler, korkuyla küçülür, analizle büyür, yargıyla son bulabilir. Merak ettiğin her şey senin kim olacağına yön verir.”