Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

000 Kitap 'Dokunan Yanar'

Ahmet Şık

En Eski 000 Kitap 'Dokunan Yanar' Gönderileri

En Eski 000 Kitap 'Dokunan Yanar' kitaplarını, en eski 000 Kitap 'Dokunan Yanar' sözleri ve alıntılarını, en eski 000 Kitap 'Dokunan Yanar' yazarlarını, en eski 000 Kitap 'Dokunan Yanar' yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
383 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Güzel diyebileceğim bir araştırma eseri. Yazar Ergenekon soruşturması kapsamında içeri alınmış bir isim. Kitabında 2002 seçimlerinden sonra özellikle AKP döneminde emniyet teşkilatı içerisinde Fethullah Gülen cemaatine yakın olduğu iddia edilen F Tipi yapılanma hakkında bilgiler veriliyor. Aslında bu konuda yazılmış diğer kitaplara göre pek bir artısı var diyemem. Oldukça fazla bir şekilde Saygı Öztürk ve Hanefi Avcı'dan alıntılar mevcut. Ancak Emin Arslan, Erzincan savcısı Cihaner ve Hanefi Avcı olaylarını baya detaylı bir şekilde anlatıyor. Emniyet Teşkilatını merak edenlerin mutlaka okuması gereken kitaplardan biri.
000 Kitap 'Dokunan Yanar'
000 Kitap 'Dokunan Yanar'Ahmet Şık · Postacı Yayınevi · 2011193 okunma
Ülkenin üzerinden bir silindir gibi geçen 1980 darbesi sonrasinda, tek tehlike olarak görülen solun pasifize edilmesi için, İslamci cenahin alkişlarla karşiladiği darbeyi yapanlar "komünizm tehlikesi"ni bertaraf etmek için ABD üretimi "kızıl kuşağa karşi yeşil kuşak " projesini hayata geçirdi. İnşa edilecek yeni sistemin adi Türk-İslam senteziydi
Reklam
12 Eylül cunta idaresi dönemiyle devam eden süreçte 1982 Anayasasi'nin 24'üncü maddesiyle din eğitimi devlet güvencesi altina alinip seçmeli olarak okutulan din dersleri, ilk ve orta dereceli okullarda zorunlu hale getirildi. 1979-80 döneminde Süleyman Demirel'in açtiği 36 İmam Hatip Lisesi'ne, darbenin hemen ardindan askeri yönetim 35 tane daha ekledi. 1982'ye kadar sadece bir tane İlahiyat Fakültesi varken 1982'den sonra hizla artarak sayi 21'e çikarildi. 1983'te 1739 sayili Milli Eğitim Temel Yasasi'nda değişikliğe gidilerek İmam Hatip Lisesi mezunlarina tüm fakülte ve yüksekokullara girme hakki tanindi.
Erbakan ve arkadaşları ‘Hak geldi, batıl zail oldu’ ayetini slogan haline getirerek 26Ocak 1970’te Milli Nizam Partisi’ni (MNP) kurdu. Anayasa Mahkemesi’nin MNP hakkında kapatma davası açması da o güne kadar partiye mesafeli duran birçok Nurcunun ‘İslam’ın partisi olduğu tescil edildi’ diyerek, MNP’ye yönelmesinde etkili oldu Nurcuların tabanında çatlamalar ve kaymalar olmuştu. Bilhassa küçük şehirlerdeki, kasaba ve köylerdeki Nurcular, MNP’nin saflarında faal olarak çalışıyordu.
Erbakan ve arkadaşları 12 Mart’tan sonra Milliyetçi Selamet Partisi’ni kurdu. MSP kısa zamanda örgütlendi ve ilk seçimde Türkiye’nin üçüncü partisi olmayı başardı.
MSP teşkilatları Fethullah Gülen cemaatinin gelişmesinde hayli etkindi. MSP’liler heryerde Fethullah Gülen’in propagandasını yapıyorlardı. MSP’lilere göre, Fethullah Gülen, diğer Nurcular gibi değildi, aslında MSP’liydi ama açıkça siyaset yapmıyordu.
Reklam
Fethullah Hoca’nın gözü yaşlı vaazları çok etkili oldu. 1978’de yayımlamaya başladığı Sızıntı dergisi etrafında oluşan beyin takımına sahipti. MSP’lilerin teşkilatlarının desteği de buna eklenince Fethullah Gülen ve cemaati etkili bir cemaate dönüşmeye başladı. Yeni Asya cemaatinden kopan, ama MSP’nin gölgesinde kalan Fethullah Gülen cemaati, bu hamlelerle cemaatler arasında üçüncü sıraya yükseldi. Yazıcılar ve diğer Nurcu gruplar zaman içinde etkinliklerini yitirmiş, çoğu Fethullah Hoca’nın cemaatinde yer almaya başlamıştı.
12 Eylül 1980 darbesinin ilk günlerinde İslamcı çevreler büyük bir korku yaşadı.Fakat çok geçmeden durumun pek de korkulacak gibi olmadığını farkettiler. Darbenin lideri Kenan Evren, neredeyse dini cemaatlerin yapmak istediklerini yapar hale gelmişti. Evren yurt gezilerinde yaptığı konuşmalarda ayetler, hadisler okuyor, İslamı övüyordu. Darbeciler, cemaatlerin desteği karşılığında okullarda dini eğitimi zorunlu hale getirdiler. Buna karşı Felsefe zorunlu ders olmaktan çıkarılıp seçmeli hale getirildi. Evren’in bu tutumu dini cemaat ve tarikatları rahatlattı. Ortam neredeyse tam aradıkları gibiydi.
Dini hassasiyetleri kullanıp, “Çocuklarınızı bedava ve millî değerlerinize bağlı olarak okutmak istiyorsanız bize verin” ajitasyonuyla alıp şimdi her biri Türkiye’yi yönetenlerin arasında olan kadrolarının yetişmesini sağlar. Çünkü Gülen’in her daim gözyaşları içinde dile getirdiği “Altın Nesil” yaratma ülküsüdür.
1980 darbesi sonrası yükselen dinci-gerici fikri akımlar içinde Fethullahçılar mayası en iyi tutan örgüttü. Bunda hem darbe döneminin hem de Turgut Özal liderliğindeki sözüm ona sivil ANAP iktidarı döneminin tüm nimetlerinden faydalanmasının etkisi de yadsınamaz bir gerçek elbet.
Reklam
Gülen hareketi daima ülkenin hem görünürdeki hem de gerçekteki “iktidarına” yakın durmayı seçti. Refah Partisi ve lideri Necmettin Erbakan’ı iktidardan indiren 28 Şubat sürecinde faydalanılan isim olan Fethullah Gülen, kendisiyle işi biten askerin gücünü tırpanlamak istemesiyle aleyhinde açılan bir dava nedeniyle ABD’ye "hicret" ! etmek zorunda kaldı.
1980’li yılların ortalarından itibaren de cemaatçiler, gelecekte Türkiye’yi yönetecek kadroların yetişmesi planı olan “Altın Nesil” projesi kapsamında eğitim yoluyla bürokrasiye girmiş Işık Evleri’ nden mezun öğrencilerden polislik mesleğine yönlendirilenler de 1987-91 yılları arasında Polis Akademisi, Polis Koleji, Polis okulları ve bazı emniyet daire başkanlıklarında etkili olmaya başlamıştı.
50 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.