Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

40’ların Cadı Kazanı

Uğur Mumcu

40’ların Cadı Kazanı Gönderileri

40’ların Cadı Kazanı kitaplarını, 40’ların Cadı Kazanı sözleri ve alıntılarını, 40’ların Cadı Kazanı yazarlarını, 40’ların Cadı Kazanı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Mücadelenin silahı sadece söz ve yazıdır. Fikirler, fikirlerle yıkılır. Cebir ve şiddet onların ekmeğine yağ sürer.
Sayfa 84 - Hüseyin Cahit Yalçın, Tanin.
İçişleri Bakanının okuduğu, Dr. Şefik Hüsnü imzalı 1945 tarihli bir başka mektuptan bölümler şöyleydi: “Partimizin iç taktiği, Türkiye’nin bir Sovyet cumhuriyeti olmasına yarayacak en keskin şartları bütün açıklığı ve çıplaklığı ile söz konusu etmekten çekinmez. Çünkü bu isteğimiz bir şeydir ve bunu kendi aramızda böylece konuşup bilmeliyiz. Fakat etrafımızdaki, henüz iyice olgunlaşmamış unsurları ve cahil halk yığınlarını ürkütmemek için onlara daha başka türlü ve sureti haktan görünerek konuşmamız ve politika yapmamız zarureti doğar ki, bu partimizin dış taktiği meselesidir.”
Sayfa 107
Reklam
Sanıklar, Sirkeci’deki ünlü Sansaryan Han’da “tabutluk” adı verilen hücrelere kapatılmışlardı. Başlarına da beş yüz mumluk lambalar asılmıştı.
Sayfa 72
Halil Paşa, Kutül Amarra’dan esinlenerek, cumhuriyet döneminde “Kut” soyadını seçti. Halil Kut’un üç çocuğu oldu: Cengiz, Aydın ve Şükriye… Halil Paşa, Turan İmparatorluğu düşleri kurduğu günlerde, iki yaşında olan oğlu Cengiz’i “Türkistan tahtına oturtacağını” söylerdi!
Sayfa 15
Soğuk savaş, DP hükümetini MİT görevlilerinin aylıklarının CIA tarafından ödenmesine izin verecek ölçüde işbirliğine itmişti. ( Yassıada mahkemelerinde örtülü ödenek davası tutanaklarına geçmiş)
Sayfa 172Kitabı okudu
174 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Belgeler neler neler anlatıyor!… DP’nin -kuruluş aşamasında bile olsa- bir araya getirdiği benzemezlere bakın mesela; Zekeriya ve Sabiha Sertel, Celal Bayar, TKP… kaynayan kazan 40larda Nazım Hikmet’in Emniyet genel müdürüyle tatlı sohbeti, esrarlı kalmış cinayetler, öngörüsüzlükler, faşizmin ve komünizmin savrulmaları, öğrenci olaylarının ilk çıkışları… Uğur Mumcu’ya uğurlar olsun selam olsun ona ve onu örnek alan genç gazetecilere.
40’ların Cadı Kazanı
40’ların Cadı KazanıUğur Mumcu · Araştımacı Gazetecilik Vakfı Yayınları · 2019256 okunma
Reklam
“Türk Quisling”(1) olarak kullanılması önerisi Hitler’in aklına hiç yatmayan Prens Abdülkadir, yine de yedekte bekletiliyordu. Prens Abdülkadir uygun bir seçim miydi? “Yaslı Türkler” ve “fanatik Kürtler” arasında sorun yaratacağı yaratacağının belirtildiği 22 Mart 1943 tarihli, FBI raporunda Prens Abdülkadir hakkında bilgi veriliyordu. FBI Başkanı John Edgar Hoover, ABD Dışişleri Bakanlığında Adolf A. Berle’ye gönderdiği raporda, Türkiye’nin Almanlara karşı savaşa girmesi halinde Prens Abdülkadir’e “Türk Quisling”i olarak umut bağlandığı bildirilmişti. İster yazgı deyin; ister rastlantı... Nazi işbirlikçiliği için bir İttihatçı paşa ile bu İttihatçıların devirdiği padişahın oğlu uygun görülüyordu!
Farikasında gizlice silah üretimine devam eden İslam Orduları Komutanı, devleti aldatıyordu. Ya da devleti kandırmıyor; bu yalanın arkasına gizlenip devletle birlikte hem Milli Savunma Bakanlığı’na hem de yurtdışına silah satıyordu. Nuri Killigil gizli silah üretimine devam etti. Ne zamana kadar? 2 Mart 1949 gününe kadar… 2 Mart günü saat 16.30’da Sütlüce’deki silah fabrikası büyük bir gürültüyle havaya uçtu; patlamada aralarında Nuri Killigil’in de bulunduğu 27 kişi parçalanarak öldü. Bu bir suikast mıydı, sabotaj mıydı, yoksa bir kaza mı? Bu soru hiçbir zaman cevap bulmadı. Patlama olduğu günlerde Killigil, Mısır krallığına 50 bin tabanca yapmak üzereydi. 600 el bombası ve iki bin havan mermisi patlamadan ele geçirilmişti.(2)
Turancı Enver Paşa, Bakü Kurultayı’nda Komünist Enternasyonal’in ilkelerine bağlı olduğunu açıkladı ve şu güvenceyi de verdi: “Şimdiki savaşı öncekine benzetmeyin; Türk ordusu kat’i bir imanla yürüyor. Doğu dünyasının Üçüncü Enternasyonal ile müttefik olduğunu ve kendi haklı davalarına bütün mazlum ve sefillerin yardım edeceğini biliyor.”
1942 Almanlar için bir ölüm kalım savaşının başlatıldığı yıl oldu. Alman orduları saldırılarını sürdürüyordu. 1942 yaz saldırısı başarılı geçmiş, Almanlar Kafkas Dağları’nın en yüksek yeri Elbruz’a ulaşmışlardı. Ulaşmışlardı ama Stalingrad Cephesi’nden gelen haberler iç açıcı değildi. Hitler, ünlü 45 sayılı emrini vererek Kafkasya’ya gönderdiği birlikleri Stalingrad Cephesi’ne gönderdi. Bu da Alman yenilgisinin başlangıcı oldu. Alman Genelkurmay Başkanı General Franz Halder, 45 sayılı emri uyguladı. Ama uygularken de defterine şunları yazdı: “Hitler’in hareketlerine düşleri kılavuzluk ediyor.” Tıpkı Turancı Enver Paşa’nınki gibi...
268 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.