Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

50 Soruda İnsanın Tarih Öncesi Evrimi

Metin Özbek

50 Soruda İnsanın Tarih Öncesi Evrimi Gönderileri

50 Soruda İnsanın Tarih Öncesi Evrimi kitaplarını, 50 Soruda İnsanın Tarih Öncesi Evrimi sözleri ve alıntılarını, 50 Soruda İnsanın Tarih Öncesi Evrimi yazarlarını, 50 Soruda İnsanın Tarih Öncesi Evrimi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Epipaleolitik çağda köpek dışında evcil hayvan yoktu; son buzul çağında köpeğin evcilleştirildiğini zaten biliyoruz. Domuz, geyik, koyun, keçi ve iribaş hayvanlar sürekli yerleşim merkezlerinin etrafında otluyordu. Belki de insanla bu yabanıl hayvanlar arasındaki ilk dirsek teması bu dönemde başladı. 12.000-12.500 yıl öncesinden itibaren ılıman ve yağışlı iklim yerini kurak bir iklime bıraktı. Yer yer çöller oluşmaya başladı. Hayvan türleri de değişen iklime ayak uydurdu. Anadolu, Suriye, Irak, İsrail, Lübnan ve İran'ı içine alan geniş coğrafyada farklı hayvanlar bu çağda yaşıyordu. Ova ve vadilerde gazel ve eşekler, dağlık bölgelerde koyun ve keçi, ormanlarda geyik ve geviş getiren büyükbaş hayvanlar dolaşıyordu. Bunların hepsi de yabaniydi.
Mezolitik ya da epipaleolitık çağ diye adlandırılan, oldukça kısa süren kültür çağı paleolitik ve neolitik arasında bir geçiş evresidir,(103) Yaklaşık 12-13 binyıl öncesinde, buzulların erimesi ve giderek kuzeye çekilmesiyle birlikte Avrupa'nın önemli bir bölümünde step ve tundra iklimini simgeleyen hayvanlar ya yavaş yavaş kayboldu ya da buzullarla birlikte kuzeye doğru göç etti. Kara ve deniz avcılığıyla yaşamını sürdüren, toplayıcılığa dayalı bir besin ekonomisiyle de bunu destekleyen insan toplulukları, buzulların erimesiyle boşalan topraklara yayıldı. Böylece ilk kez epipaleolitik çağda Kuzey Avrupa'da İskandinav bölgeleri insanoğluna kapılarını açtı. Buzul çağı sona ererken bitki örtüsü de değişti; step ve tundra görünümlü bodur ağaçlar kayboldu; yerlerini ormanlık alanlar aldı.
Reklam
NeandertaV 1er arasında çok sıkı bir dayanışma vardı. Hasta ve sakatlara bakılıyor, o dönemin imkânları içinde tedavileri yapılıyordu. Buna en güzel örnek La Chapelle aux Saints (La Şapel o Sen, Fransa) NeandertaVidir; 40 yaşlarında ölen bu erkeğin iskeletinde bazı kaburgaların hayatta iken kırıldığı ve sonradan kaynaştığı anlaşılmıştır.
kadın her zaman mağarada kalıp çocuk bakımı ya da yemek pişirme gibi günlük işlerle uğraşmıyor, erkeklerle bizzat ava katılıyor, onlar gibi av peşinde koşuyordu. Kadın ve erkek arasında belirli bir işbölümü yoktu, ama sıkı bir dayanışma vardı. Grup içinde kadının da erkek kadar söz sahibi olduğu tahmin edilmektedir. Onun güçlü bir toplumsal statüsü vardı. Hiçbir zaman ikinci planda kalmadı.
Homo erektus, sadece taş alet yapımında ortaya koyduğu standart üretimle tanınmaz; o aynı zamanda kültür tarihimizde önemli bir devrim sayılan ateşi keşfetmiştir. Unutmayalım ki o, Afrika'nın sıcak ikliminde olduğu kadar, buzul ikliminin egemen olduğu Avrupa ve Asya'nın soğuk bölgelerinde de yaşamını sürdürmek zorundaydı. Ateş, doğada her zaman vardı; zekâsı ve etkin bir gözlem gücüyle insan, ateşi evcilleştirdi ve sürekli kıldı.
Ancak, en eski insan fosillerinde bile bu anatomik özelliğe rastlanması, iki ayak üzerinde yürümenin yaklaşık 4 milyon yıl önce de var olduğunu göstermektedir.
Reklam
Arkaik yapılılar: İnsan ailesinin tarihinin ilk kanıtlan Doğu ve Orta Afrika'da bulunmuştur. Biz, şu ana kadar bu tarihin içinde yer alan kaba ve narin insansılan tanıdık. Peki, bunlann atalan kimlerdi? İşte bilim dünyası bu soruya yanıt bulmak amacıyla 1970'lerden itibaren araştırmala- rını bu bölgelerde, Özellikle Etiyopya'da Hadar yöresinde yoğunlaştırdı. 1973 yılında nihayet beklenen an geldi ve insansıların ailesine, arkaik insansılar adı altında üçüncü bir tür katıldı: Australopitekus afarensis. Fosiller Hadar'da kurumuş bir göl yatağında gün ışığına çıkarıldı. Burada yaklaşık 35 afarensis bireyine ait kalıntı söz konusu idi. Afarensis insansıları ZÖ 3,6-3 milyon yılarasında yaşamış- tı. Bu durumda, son yıllarda Çad'm Bahr el Ghazal bölge- sinde bulunan bir başka insansı türü ile çağdaş oluyorlardı. A/arensisler arasında Lucy adıyla bilinen 1 m boyunda 20- 25 kg ağırlığında 3,4 milyon yıl önce yaşadığı saptanan bir de dişi vardı. İskeleti oldukça iyi korunmuştu, ama kafatası tümlenecek kadar iyi durumda değildi. Ancak, daha son- raki yıllarda aynı bölgede yürütülen kazı çalışmaları saye- sinde Lucy'nin çağdaşı olan iyi korunmuş bir kafatası ele geçti.a4)
Bir başka deyişle canlılar hücrelerinde ne zaman ve hangi DNA baz çiftinde bir mutasyon olacağını öngöremez. Dolayısıyla, mutasyon rastlantısal ve öngörüsüzdür.
Menopoz dönemine kadar kadının salgıladığı östradiyol ve progesteron hormonları onu aşağı yukarı 45 yıl boyunca kemik erimesi (osteoporoz), kalp-damar hastalıkları ve meme kanserine yakalanma riskinden uzak tutmaktadır. Son yıllarda menopozu geciktirmek ya da menopoza girmiş kadınlarda ortaya çıkan rahatsızlıkları tedavi etmek için kullanılan östrojen ve progestatif hormonların ise özellikle meme kanserine yol açtığı Fransa ve ABD'de yapılan araştırmalarla ortaya kondu. Görüldüğü gibi, menopoza girme yaşı kadının dişi şempanze ile paylaştığı ortak bir primat özelliğidir.
İkinci zamanın sonundan itibaren yeryüzü iklimi hissedilir derecede değişti; ortam giderek soğumaya başladı. İklimde görülen bu önemli değişmeye, bir varsayıma göre, çok büyük bir gökcisminin dünyaya çarpması sonucu atmosferde oluşan muazzam toz bulutu ve çarpma sırasında atmosfere dağılan çok miktardaki parçacıklar neden oldu. Atmosferi kaplayan toz bulutu ve parçacıklar güneş ışınlarının dünyaya ulaşmasına büyük ölçüde engel oldu. Sonuçta, dünyamızdaki sıcaklık önemli derecede düştü. Bir başka görüşe göre de, bu belirgin iklim değişmesi öyle dış kaynaklı olamazdı; yeryüzü iklimi birdenbire değişmedi. Özellikle ikinci zaman sonundan itibaren baş gösteren yoğun volkanik faaliyetler, deniz düzeyindeki önemli değişiklikler ve yeryüzü kaynaklı diğer jeolojik olaylar bu iklim değişmesinin belli başlı sorumlularıydı.
117 öğeden 61 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.