80 Gün - Arzunun Rengi Sözleri ve Alıntıları
80 Gün - Arzunun Rengi sözleri ve alıntılarını, 80 Gün - Arzunun Rengi kitap alıntılarını, 80 Gün - Arzunun Rengi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kıyafetlerini giyinip topluma uygun kişiliklerine büründüler mi insanların özel hayatlarında neler yaptıklarını asla bilmezsiniz.
Hiçbir şeye üzülmüyor değilim, yalnızca duygularımla mücadele ediş tarzım farklı.
Rastlantılar çeşitli biçimlerde ortaya çıkar. Bazen bütün hayatının bir nehir misali akıp gittiğini hissedersin; hayatının inişli çıkışlı rotası gelişigüzel olaylar veya insanlar tarafından belirleniyordu.
Satranç oyuncuları gibi oyuna başlamadan önce birbirlerinin zayıf noktasını bulmaya çalışıyor, karşı tarafın hamlesini nasıl etkisiz kılabileceklerini düşünüyorlardı.
Zihnim derinlere, karanlık yollara kayarken sağduyum düşüncelerimi sınırlıyordu.
Rastlantılar çeşitli biçimlerde ortaya çıkar. Bazen bütün hayatının bir nehir misali akıp gittiğini hissederdi; hayatının inişli çıkışlı
rotası gelişigüzel olaylar veya insanlar tarafından belirleniyordu. Kontrolü hiçbir zaman ele geçiremeden çocukluktan ergenliğe doğru yol almıştı ve şimdi yabancı sularda gezinen bir sarhoş gibi orta yaşın sakin sularında yüzüyordu. Ama sonuçta herkes aynı teknede değil miydi?
Zihinsel ve fiziksel yorgunluk insanı zombiye çeviriyor.
Garip düşünceler insanın zihnine en olmadık zamanlarda üşüşüyor.
"Zihinsel ve fiziksel yorgunluk insanı mahvediyordu."
Ama sonuçta herkes aynı teknede değilmiydi?
Kontrolü hiçbir zaman ele geçiremeden çocukluktan ergenliğe doğru yol almıştı ve şimdi yabancı sularda gezinen bir sarhoş gibi orta yaşın sakin sularında yüzüyordu.
Sevişir, formalite gereği biraz konuşur, bir daha ki sefere kadar kendi yollarına giderlerdi. Böyle bir ilişkiydi onlarınki. Aralarında ne bir bağ, ne de sorular vardı; özel bir tarafı yoktu.
Sonu olmayan bir yola girdiğinizi bile bile bazen devam edersiniz, çünkü devam etmezseniz eksik kalmış olursunuz.
Seks yalnızca bir uğraştı, gerekli bir uğraştı ama bu yoğun hayatın içinde kitaplar, sanat ve yemekle eşit bir yerde bulunuyordu.
"Sen de çok tutkulusun kitaplara.."