Jefferson, köleliği azad etme ve ülke dışına sürme yöntemleriyle tamamen ortadan kaldırılması gerektiğini savunuyordu:
"Adil bir Tanrı olduğunu düşündükçe, ülkem adına korkudan titriyorum. "
Cebini doldurma siyaseti hiç bir şekilde son bulmuş değildi, fakat yarım yüzyıl boyunca bir daha halk, yürütme makamından ve Kongrede olan yolsuzluk yüzünden utanç duymayacaktı
Amerika, tarihte ulusların karışması, dini hoşgörü, sosyal eşitlik, ekonomik imkan ve siyasi demokrasi alanlarında şimdiye kadar girişilmiş en iddialı deneyimi temsil eder.
“İlk Avrupalılar Amerika’ya geldiklerinde Mississippi batısındaki Kızılderililer belki iki yüz binden fazla değildi.
Yalnız ok ve “tomohawk” denilen balta ve ucu yumru savaş sopasıyla donanmış olup pusu kurmaktan başka savaş sanatına aşina olmayan Kızılderililer iyi silahlılarla donanmış ve uyanık beyazlarla boy ölçüşecek durumda değillerdi.
Nitekim 1622’de Powhatan, 1637’de Peguot Kızılderili kabilelerinin, beyazlar tarafından tamamen yok edildiklerini görürüz.”
Bu el değmemiş yeni kıtaya Britanyalı ilk göçmenler cesur ve atılgan gruplar halinde geldiler. Christopher Newport yönetiminde 13 Mayıs 1607' de Hampton Roads'a gelen gemilerin taşıdığı yolcular, yalnız erkeklerden oluşuyordu. Bunlar müstahkem bir mevki,bir depo ve bir sıra küçük kulübelerle Jamestown'u kurdular.