Öncelikle okuduğum kitaplar arasında en beğendiğim ve beni neredeyse tüm sayfalarında barındıran bir roman oldu.
Kitaba ilk başladığımda bu ne böyle roman yerine bildiğim hikayeleri mı okutulacak diyip kalmıştı rafımda sonra bir şans daha verdim( iyi ki de verdim). Kitap bildiğimiz kül kedisi hikayesinin başlıyor. Ama sonu tabikide öyle bitmiyor. Sana nasıl bakış kazandırdığını fark etmiyorsun bile. Görmediğin acaba bende var mı sorusunu uyandırıyor sende. Sorgulatıyor seni. Hayatla barışmana sebep oluyor. Umutsuzlukla acımaya nefretle kinle dolmuş ve baş başınayken sana yenilmemeyi cesurca mücadele etmek için yol gösteriyor. Bu kitap mücadele etmenin , direnmenin yaşamı sevmenin klavuz kitabı gibi.
Neyin peşinde koştun şimdiye kadar?
Aşk mı, para mı, özgürlük mü, barış mi savaş mı hangisi için var olduğunu sorgulatıyor sana. Yoğun uğraşlar içinde fark etmeden heba ettigimiz hayatı sorgulatıyor. Hicbir şey için geç olmadığı gibi kendimiz içinde geç kalmadığımız hatırlatıyor. Nasıl düzeltmen gerektiğini adeta bir annenin çocuğuna öğüdü gibi uyararak ve anlaşmanı sağlayarak açıyor gözlerini. Dili sade ve çok akıcı bazan bir arkadaş gibi bazen de bir bilge gibi yaklaşıyor sana bazende bir sokak ağzıyla cevap veriyor sana. Bunları yapmasının tek sebebi sana tekrarda yeni hayatın için GÜNAYDIN diyebilmek. Okuduğuma göre( umarım sizin içinde olur) bana Günaydın =)
