“Sen gülersen bakkal güler, taksici güler, elinde tavşan balonuyla yanından geçen çocuk güler, dilenci kadın güler, otobüsün camından yarı ölü yorgun yüzüyle dışarıyı izleyen dede güler, su güler, hava güler, kar güler, şehir güler, sokak güler…”
Şaşırmak sana çok yakışıyordu. İnsan seni şaşırtacak şeyler bulmak için tüm ömrünü kütüphanelere kapanıp ansiklopediler, esrarengiz elyazmaları, heybetli kitaplar okuyarak geçirebilir.
Hiç kendinizle hesaplaştınız mı? Ruhunuzun derinliklerine inip ordan zihninizin karanlık dehlizlerine şöyle bir bakıp sonra kapışarın önünde eliniz kapı tokmağında bekleyip kararlarınızı sorguladınız mı?
Aşık oldupunuz bir kadın üzerinden tüm hayatınızı sorgulayıp sonunda aşkınız için bir karar vermeniz gerekti mi?
Okurken dalıp gittiğim her kelimesini aklıma bir kaç eşyamı bavula tıkıştırıp sıpdırmaya çalıştıpım gibi tıkıştırdım kelimeleri zihnime...