Açıkdeniz, 9. sayısında insana ve insanlığa güvenin sarsıldığı bir evrede, “İnsana Güveniyoruz” diyor.
Kapak yazısında Metin Karabaşoğlu, komplo teorilerinin, distopyaların, geleceğe dair karamsar analizlerin, insanı reflekslerine indirgeyen, iradesini hükümsüz gören negatif yaklaşımların oluşturmaya çalıştığı insana ve insanlığa dair derin bir umutsuzluk iklimine teslim olmamaya davet ediyor bizi. Ve diyor ki, “İnsan fıtraten mükerrem, fıtrat ise hakikatten yana. İyilik ile kötülük, doğru ile yanlış, hakikat ile yalan, hak ile bâtıl, adalet ile zulüm, hidayet ile dalâlet devam ediyor, ama insanın ruh-kalb-akıl-vicdanı hak, iyilik, hakikat ve adaletin tarafında. Yeter ki gölge olunmasın.”
Kapak konusu üzerine söyleştiğimiz Dr. Hakan Yalman’a, bilim ve teknolojide yaşanan gelişmeler; özellikle biyoloji, tıp ve genetik alanında yaşanan ilerlemeler ve özellikle varlık anlayışında yaşanan değişim ve dönüşümlerden yola çıkarak “İnsanlık bir felâketin eşiğinde mi?” sorusunu sorduk. Cevap: “İnsan yeryüzüne ve maddeye sığmıyor, sığdırılamaz.”
Her insan iyiliğe de muktedir, kötülüğe de; mesele, tercihlerimiz diyen Murat Kuru, bizi iyiliğin sıradanlığına davet ediyor.
Mustafa Said İşeri, ‘n’ harfiyle başlayan değer yüklü kelimelerle insanı tarif ediyor.
Ümit Şimşek, çok bilinen, hatta ‘çoban hadisi’ diye dilimizde yer etmiş bir hadisin yanlış tercümesinin nelere yol açtığını, bu yanlışın sebeplerini ve sonuçlarını anlatıyor.
Joram van Klaveren, Hollandalı bir politikacı, radyo programcısı ve yazar. Ülkenin İslam ve yabancı düşmanı partisinde İslam karşıtı söylemler geliştirip eylemler yürütürken, ‘halkı İslam’a karşı bilinçlendirmek’ üzere bir kitap hazırlığına girişir ve olanlar olur. Van Klaveren’in İslam düşmanlığından Müslümanlığa yolculuğunun öyküsünü ve düşündürdüklerini Edanur Biçici inceliyor.
Hepsi ve daha fazlası Açıkdeniz’in Kasım’22 sayısında okurunu bekliyor.
