Atilla Keskin 68´lerde Deniz, Hüseyin, Yusuf, Sinan ve daha niceleriyle çıktığı yolculuğu "Acılara Yenilmeyen Gülümseyişler“ adlı anı-romanında anlatıyor.
Romanı okuyanların yorumlarına bakıyorum.
Yazıların ortak özelliği, okurken insan nutkunun tutuluyor olması!
Nasıl olmasın?
"Ölüme İlk isyanım“ ile başlayan kitap, "Ölümle
"Yarin dudağından gayrı her yerde, her şeyde, hep beraber olabilmek" içindi ve hâlâ öyle. Sevinci de var bunun kederi de. Yalnız bazılarımızın payına fazla düştü keder.
"Cesaret var içimde açılmak için dünyaya. Dünyanın bütün acılarını ve mutluluklarını taşımaya.
Fırtınalara bile kafa tutmaya
Ve gemim kayalara çarptı diye duraklamamaya.
Bulutlar toplanıyor üzerimde
Ay saklıyor ışığını!
Sönüyor lamba!"