Adayış Risalesi
Mustafa İslamoğluEn Eski Adayış Risalesi Sözleri ve Alıntıları
En Eski Adayış Risalesi sözleri ve alıntılarını, en eski Adayış Risalesi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Ademoğlu nasıl ki gerçek ilahını kaybettiği an kendisine hemen sahte ilahlar bulmakta zorlanmıyor, bir yerlerden bulup buluşturup tapınmaya başlıyorsa; adanacak gerçek kapıyı yitirdiği zaman da kendisine sahte kapılar bulmakta zorluk çekmemiştir."
Sayfa 11Kitabı okudu
İslami toplumun oluşturulmasında en büyük rol hiç şüphesiz Müslüman kadınındır. Hele basın-yayın ve iletişim organlarının çocuklarımızı manevi bir katliama tabi tuttuğu bir dönemde Müslüman kadın onları nasıl bir dakika boş bırakabilir ? Nasıl kendisini ve terbiyesiyle yükümlü olduğu yavrularını göz göre göre televziyon adlı o canavarın hoyrat kollarına teslim edebilir .
Eğer Müslüman bir ailede kadın; 'Esime ve çocuğuma karsı görevimi tam yapayım' derse 24 saat ona ancak yeter.Bu nedenle Müslüman bir kadının ek bir işe soyunması bizce asli görevini ve isini aksatması anlamına gelir.Değilse sorun Müslüman kadının çalısıp çalışmayacağı sorunu değildir.Hem müslüman kadın aylak mıymıs ,boş mu kalmış ki birileri onun calışıp çalışmayacağını kendilerine dert ediniyorlar...!
İpi kopmuş, imamesi kaybolmuş, taneleri dağılmış bir tesbihe dönen ümmet kendi önderlerini yetiştirme sürecine daha ana karnındayken başlaması gerektiğini bilecek; Meryem'ini adayacak Hanne'leri yetiştirmeden, ''müjde'' demeye gelen çağın ''İsa'' larını bekleme ucuzluğuna düşmeyecektir. Ümmet kendi yol göstericilerini yetiştirmede Kur'an'ın gösterdiği usûlü ve uslûbu benimseyecektir..
^^her toplumun bir yol göstericisi vardır^^ (13/7)
"Onu ve soyunu kovulmuş şeytanın şerrinden sana ısmarlıyorum." Bu dua, Hanne'yi "tüm analara analık öğreten biri" olarak çıkartıyor karşımıza. O, Kur'an tarafından tüm zamanların adayış örneği seçilerek ebeveynlere evladın istikbalini düşünmenin ona rahat bir geçimlilik, yüklü bir miras bırakmak değil, onu şeytanın şerrinden emin olacağı bir kapıya rehin bırakmak olduğunu öğretiyordu.
Sayfa 74 - Denge yayınlarıKitabı okudu
Değil mi ki insan ekmekle doyar, emekle büyür,sevgiyle yaşar?..
Sayfa 87 - Denge yayınlarıKitabı okudu
Buradan asıl çıkarılacak ders: Allah' ın, hayatını kendisine adamış insanlara, güçleri bitip darda kaldıklarında şu ya da bu yoldan mutlaka yardım ettiği gerçeğidir.
Sayfa 92 - Denge yayınlarıKitabı okudu
Kur'an'ı hayat kaynağı güneşe benzetmiştik. Bu güneşin hayat kaynağı olabilmesi için insanın gözünü, gönlünü ve zihnini ona açması gerekmekte. Eğer perdelerini sıkı sıkıya kapatmışsan senin için güneş doğmamış demektir.
Sayfa 117 - Denge yayınlarıKitabı okudu
Doğumevinin kapısında heyecanla bekleyen baba adaylarından kaçta kaçı çocuklarının seslerini daha ilk duyduklarında İmran'ın eşinin gösterdiği "erkekliğin" binde birini göstererek, "Ya Rabbi, bunu sana adadım, benden kabul buyur!" diyebilmektedir?!
Verebilmek için sahip,adayabilmek için özgür olmak gerek.
İpi kopmuş, imamesi kaybolmuş, taneleri dağılmış bir tesbihe dönen ümmet kendi önderlerini yetiştirme sürecine daha ana karnındayken başlaması gerektiğini bilecek; Meryem'ini adayacak Hanne'leri yetiştirmeden, ''müjde'' demeye gelen çağın İsa' larını bekleme ucuzluğuna düşmeyecektir. Ümmet kendi yol göstericilerini yetiştirmede Kur'an'ın gösterdiği usûlü ve uslûbu benimseyecektir..