Tarihin en bilge kadınlarından birinin kendini, bilinmezi keşfetmeye adayışının işlendiği harika bir roman.
Roman iki bölümden oluşuyor. İlk bölüm İskenderiye’nin göreceli daha özgür olduğu zamanları, ikinci bölüm ise Hristiyanlık yönetimindeki İskenderiye’yi işliyor. Dili akıcı olmasına rağmen içinde geçen isimler ve terimler okuma hızınızı düşünebiliyor.
Hikaye İskenderiye’nin saygıdeğer bilginlerinden biri olan Hypatia’nın kölesi Davus tarafından anlatılmaktadır. Okurken hem İskenderiye’nin değişimine hem bir kölenin sahibine olan aşkına hem de bilime duyulan sonsuz bağlılığa şahit oluyoruz.
SPOİLER
SPOİLER
SPOİLER
Kendini bilime adamış, her şeyi sorgulamaktan asla vazgeçmemiş Hypatia’nın da sonu aslında tarihte benzerlerine bir çok kez rastladığımız gibi ölüm oluyor.
Bilimle uğraşan biri cadılıkla, şeytanlıkla suçlanıyor.
Ve yine benzerlerinde olduğu gibi Hypatia da ölebileceğini bilmesine rağmen yolundan asla sapmıyor. Onun için din bilimdi, keşfetmekti.
Kitabın aynı adla bir filmi de var ve en az kitap kadar güzel ve izlenmeye değer.
