Ilık ama güçlü rüzgârların estiği fırtınalı bir ağustos gecesi, kaldırımda yürüyerek oyalanıyor, tek tük konuşuyorduk. Bizi beklenmedik esintileriyle saran rüzgâr dudaklarımı ve yanaklarımı kokulu bir dalgayla yaladı, sonra yoldaki ağaçların kurumuş yaprakları arasında hışırdayarak yoluna devam etti. Şimdi o bir kadın kokusu muydu yoksa yaz yapraklarının kokusu mu bilemiyorum, ama yüreğim öylesine hızla çarpmaya başladı ki, olduğum yerde duruverdim.
Sayfa 17