O kendi başına daha güçlüydü; kendi sağduyusu onu öyle iyi ayakta tutuyordu ki, acıları ne denli şiddetli ve ne denli tazeyse kararlılığı o denli sarsılmaz, neşeli görünümü o denli değişmezdi.
Başıboş düşüncelerinin üzerinde sabitlenip kalacağı hiçbir nesne yoktu, arkasında ilelebet ayrıldığı için bir an kederleneceği hiç kimseyi bırakmıyordu.