Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Akışkan Aşk

Zygmunt Bauman

Akışkan Aşk Gönderileri

Akışkan Aşk kitaplarını, Akışkan Aşk sözleri ve alıntılarını, Akışkan Aşk yazarlarını, Akışkan Aşk yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Aşıklar güvensizlik hissettiklerinde, yapıcı olmayan şekilde davranma eğilimi gösterirler, ya hoşa gitmeye çalışırlar, ya denetimi almaya çalışırlar, hatta fiziksel olarak kavga ettikleri de olur bütün bunlar büyük ihtimalle part- neri kaçıracaktır." Güvensizlik bir kez işin içine karıştığın- da, serinkanlı, aklıselim ve sakin davranmak imkânsız olur. Akıntıya kapılan ilişkinin dümensiz, dayanıksız sandalı, bir çok ilişkinin batma tehlikesi geçirdiği, adı kötüye çıkmış iki kaya arasında yalpalar durur: tam boyun eğme ve tam iktidar, uysalca rıza gösterme ve küstah fetih, kendi özerkliğini orta- dan kaldırma ve partnerinkini zaptetme. Bu kayalardan birine çarpmak, yedek parça çağında büyümüş ve tamir sanatını ög- renme fırsatı bulamamış yeni yetme bir gemiciyi taşıyan bir sal şöyle dursun, gayet iyi giden ve deneyimli bir mürettebata sahip bir teknenin bile parçalanmasına yeter. Hiçbir modern denizci, denizde yol alacak durumda olmayan bir ögeyi tamir etmek için bir dakika bile kaybetmez: Yedeğiyle onu hemen değiştirmek ister. Ama ilişkilerin salında yedek parça bulun- maz.
Sahici bir ikilem: Zararın neresinden donseniz kâr sayar- sınız, ama bir hiç için para harcama fikrinden de hiç hoşlan- mazsınız. Bir ilişki, diyecektir uzman, diğerleri gibi bir yatı- rımdır: Zaman, para, çaba yatırıyorsunuz, bunu başka hedef- lere ayırabilirdiniz ama yapmadınız, iyi bir tercihte bulundu- gunuzu umdunuz, yitirdiğiniz ya da değerlendirmekten geri durduğunuz şeyin vakti geldiğinde size-faiziyle geri ode- neceğini beklediniz. Hisseler satın alıyorsunuz ve onları bir değer artışı görülene dek elinizde tutuyorsunuz, sonra kärlar düşer düşmez ya da başka hisseler yüksek bir gelir habercisi olduğunda alelacele satıyorsunuz (bütün numara, uygun ânı kaçırmamakta). Eğer bir ilişkiye yatırım yapıyorsanız, bun- dan beklenecek yarar öncelikle güvendır, hem de terimin her anlamında: sıkıntı durumunda bir yardım elinin uzanacağına, bahtsızlıklarınızda imdadınıza koşulacağına, yalnızlığınıza eşlik edileceğine, dertlerden kurtarılacağınıza, yenilgi duru- munda teselli göreceğinize ve zaferde alkış tutulacağına du- yulan güven; ama aynı zamanda, bir ihtiyacın ardından hiç gecikmeden gelen odullendirme anlamında. Bununla birlikte şunu bilin: Girdiğiniz ilişkide bağlılık vaatleri "uzun vadede anlamsızdır." Elbette anlamsızdır: İlişkiler de diğerleri gibi yatırımdır. ama bir simsardan satın aldığınız hisselere sadakat yemini et- mek hiç aklınızın ucundan geçmiş midir? lyi gunde kötu gun- de, hastalıkta saglıkta, "ölüm sizi ayırana dek" semper fidelis [daima sadık kalmayı vaat etmek aklınızdan geçmiş midir? Daha önemli ödullerin size işmar ettiği yere (kim bilir?) göz ucuyla da olsa bakmamaya söz verdiniz mi?
Reklam
Yooo. İşte bunlar hep seks.
Aşk ise özen göstermek ve özen gösterilen nesneyi koruma arzusudur. Merkezcil arzudan farklı olarak, merkezkaç itki- dir. Genişleme, öteye gitme, "tamamen orada" olana doğru kendini salma itkisidir. Özneyi içe almak, yutmak, sonra da nesnenin içinde sindirmektir; yoksa arzu durumunda oldu- ğu gibi tersi değildir. Aşk, dünyaya eklemekle uğraşır -her eklenti, seven ben'in canlı izidir; aşkta ben, parça parça dün- yaya yerleştirilir. Seven ben kendini sevilen nesneye bırakarak gelişir. Aşk, benin-başkalığıyla-benin-hayatta-kalmasıdır. Do- layısıyla, koruma, besleme, barındırma açlığı anlamına gelir: ama aynı zamanda okşama, nazlama ve şımartma ya da kıs- kançça esirgeme, etrafını çevirme, hapsetme açlığıdır. Aşk, hizmete-girmek, her an hazır olmak, emre amade olmak anla- mına gelir ama aynı zamanda temellük ve sorumluluk alma anlamına gelir. Teslim olma yoluyla kontrol; abartma şeklinde yansıyan fedakarlık. Aşk, iktidar açlığının yapışık ikizidir; ay- rıldıklarında ikisi de hayatta kalamaz.
Sayfa 26 - PdfKitabı okuyor
Arzu tüketme isteği demektir. İçmek, yiyip yutmak, sonra da sindirmek -yok etmek demektir. Arzu, başkalığın varlığın- dan başka kışkırtıcıya gerek duymaz. Bu varlık daima zaten bir hakaret ve aşağılamadır. Arzu, hakaretten intikam alma- ya ve aşağılanmadan kaçınmaya duyulan önlenemez istektir. Başkalığa götüren boşluğu doldurma yükümlülüğüdür, ayrı- ca hem çeker hem iter, hem keşfedilmemişin vaadiyle baştan çıkarır, hem de kaçamak, inatçı ötekiliğiyle rahatsızlık verir. Başkalık tadılır, keşfedilir, ona alışılır ve evcilleştirilirse, bu- radan cezbetme iğnesi kırılmış olarak çıkar. Elbette bu mu- ameleden sonra varlığını sürdürürse... Bununla birlikte, sü- reç boyunca, başkalığın sindirilmemiş kalıntılarının, tüketim ürünleri alanından atık alanına düşmesi de mümkündür.
Sayfa 25 - PdfKitabı okuyor
Aşk ölüm kadar ürkütucü olabilir -çoğu zaman da böyledir zaten; ancak, ölümün tersine, arzu ve heyecanla bu hakikati gizler. Aşk ile ölüm arasındaki farkı çekim ve itilim terimle- riyle kavramak uygun düşer. Fakat iyi düşünüldüğunde bu o kadar da kesin değildir. Aşk vaatleri, genellikle lütuflarından daha az muğlaktır. Dolayısıyla aşık olmanın cazibesi büyük ve karşı konulmazdır, ama kaçmanın çekiciliği de böyledir. Dikensiz bir gül aramanın cazibesi asla uzak değildir ve buna direnmek de pek guçtur.
Sayfa 25 - PdfKitabı okuyor
Aşkın olağanüstü kırılganlığı, hafifçe yaralanabilirliğe kat- lanmaya karşı melun reddiyle yan yana burada yatmaktadır. Her aşk ipotek altında tutmaya çalışır, ama tam zafer kazana- cakken nihai bozgunu yaşar. Her aşk geçiciliğinin ve belirsiz- liğinin kaynaklarını gömmek için mücadele eder, ama eğer başarırsa çabucak solar, rengi atar.
Sayfa 24 - PdfKitabı okuyor
Reklam
Giriş, gelişme, sonuç.
Aşk söz konusu olduğunda, sahiplenme, iktidar, kaynaşma ve düş kırıklığı, Mahşerin Dört Atlısı'dır.
Sayfa 24 - PdfKitabı okuyor
Her aşkta en azından iki varlık vardır, her biri bir diğerinin denklemindeki büyük bilinmeyendir. Bu anlamda aşk yazgının bir kaprisi gibidir; onceden söylenmesi, önlenmesi ya da kaçınılması, hızlandırılması ya da durdurulması imkânsız tu- haf ve esrarengiz bir gelecektir. Sevmek, bu yazgıya açılmak demektir, insanlık durumlarının en yücesidır; bu durumun içerisinde korku neşeyle karışır ve bu harç, içindeki mad- delerin ayrılmasına izin vermez. Bu yazgıya açılmak, sonuç- ta, varlığın içine ozgurlüğün dahil edilmesi anlamına gelir. Aşktaki ortakta, yani Oteki'nde cisimleşen özgürlüğün. Erich Fromm'un dediği gibi: "... Eger alçakgönüllülük, cesaret, inanç, gerçek disiplin yoksa (...) bireysel aşk tatmin kayna- ğı olamaz." Fakat, diye ekler hemen, üzüntüyle: "Bu niteliklerin ender bulunduğu bir kültürde, aşık olabilmek istisnai olmalıdır..."
Sayfa 23 - PdfKitabı okuyor
Ivan Klima bize şunu diyor: Tamamına ermiş aşk ile olum kadar birbirine yakın pek az şey vardır. İkisinin her belirişi biricik ama aynı zamanda kesindir, tekrara tahammülu yok- tur, hiçbir çağrıya cevap vermez ve hiçbir erteleme vaat et- mez. Her biri "tek başına" ayakta durmalıdır ve durur da. Her biri her zaman hiçlikten doğarak, geçmişsiz ya da geleceksiz varlık-olmayanın karanlıklarından gelip ortaya çıktığında ilk kez ya da yeniden doğmuş olur. Aşk da olum de her seferinde baştan başlar, geçmiş tasarıların gereksizliğini ve gelecekteki bütün tasarıların da boşunalığını çırılçıplak ortaya koyar
Ralph Waldo Emerson :
İncecik bir buz taba- kası üzerinde paten kayıyorsanız, kurtuluş şansınız sürat yap- manıza dayanır. Nitelik hayal kırıklığına uğrattığında, selame- ti nicelikte ararız. "Taahhütler anlamdan yoksun olduğunda" ve ilişkiler güvene layık olmaktan çıkıp sürme şansları pek az olduğunda, partnerlerin yerine ağları geçirmeye daha meyyal oluruz. Ama bu durumda, bir yerde sabit kalmak öncekin- den daha gúç (dolayısıyla da daha rahatsız edici) olur -işlemi gerçekleşebilir kılan yetilerimiz artık yoktur. Hareket halinde olmak vaktiyle bir ayrıcalık ve başarıyken artık kaçınılmaz- dır. Hızı korumak vaktiyle sarhoş edici bir macerayken, artık tüketici bir angaryadır. Sonuçta önemli olan, hız sayesinde kovulmuş gibi gözüken nahoş belirsizliğin ve can sıkıcı kafa karışıklığının çekip gitmeyi reddetmesidir. Bağlanmamanın kolaylığı ve "talep-üzere-fesih" riski azaltmaz, riski, tıpkı yay- dıkları kaygılar gibi, farklı şekillerde paylaştırır.
Sayfa 14 - PdfKitabı okuyor
Reklam
Bağlantılar "sanal ilişkilerdir. Eski tarz ilişkilerin tersine ("taahhüt edilmiş" ilişkilerden, hatta uzun vadeli bağlanma- lardan hiç söz etmiyoruz), akışkan bir modern yaşam orta- mına uygundurlar; bu ortamda, "romantik olasılıklar"ın (ve yalnızca romantik olanların değil), gitgide hız kazanacağı, sayıca asla azalmayacağı, birbirlerini sahne dışına iteceği ve "daha hoşnut ve tatmin edici" olma vaadiyle birbirleriyle yarı- şacağı umulur ve varsayılır. "Gerçek ilişkiler"in tersine, "sanal ilişkiye girmek ve bu ilişkiden çıkmak kolaydır. Ağır, yavaş hareketli, atıl ve muğlak, "ciddi şeyler le kıyaslandığında, şık ve bakımlı gorunurler, bunları kullanmak kolay gözükur, "kullanıcı dostu durlar. Bath'tan yırmı sekız yaşındaki bır er- kek, bekår barları ve gazetelerdeki çöpçatan ilan köşeleri yok olurken, internette flört etmenin gitgide yaygınlaşması üzeri- ne sorgulandığında, elektronik ilişkinin kesin bir avantajından söz ediyordu: "Delete tuşuna basmak her zaman müm- kün!"
Sayfa 14 - PdfKitabı okuyor
İrlanda fıkrası: Yoldan geçen birine bir şoför sorar: "Dublin'e nasıl gidilir?" Cevap: "Ben Dublin'e gitmek isteseydim, yola buradan çıkmazdım."
Bir tartışmaya katılmak, muhatabın itibarının dolaylı olarak onaylanması ve (karşıolgusal olarak) usulüne uygun ve içten sohbetin kural ve standartlarının izleneceği vaadinde bulunmak demektir.
"Herkes hakikati bildiğini söylesin hakikat ise Tanrı'ya havale edilsin."
Sanal ve sanal olmayan yakınlıklar yer değiştirmiştir.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.