Babam bir zamanlar bana tanrıların olmadığını, sadece kendi güçleri iyiymiş gibi davranan ve sömürdükleri şey de sevgi olan kötü insanların zalimce dalaverelerinin var olduğunu söylemişti. Fakat, eğer tanrılar yoksa, onlara inanmak için neden bu kadar açız? Ancak, kötü yalancıların bizimle tanrının arasında durmaları ve onları görmemizi engellemeleri, her yalancıyı saran parlak halenin yalanın çevresinden dolanıp yolumuzu bulmamızı bekleyen bir tanrının dış kenarları olduğu anlamına gelmez.
Bütün insanların hayatı zaman içimde aktı, ne kadar zalim, ne kadar elem ve acı dolu bir an yaşamış olsalar da, zaman bütün hayatlar için eşit şekilde akıp gitti.
"...Bilgi sadece ona dayanarak hareket etmeye yetecek kadar güvenilen bir düşüncedir. Güneşin yarın doğup doğmayacağını bilmiyorum. Ben uyanmadan Küçük Doktor dünyayı yok edebilir. Yerden bir volkan yükselip bizi paramparça edebilir, fakat yarın olacağına güvenirim ve o güvene göre davranırım."
"...Çevremiz bizi bilgiyle doldurur, genlerimiz bize belirli güdüler verir, fakat her zaman doğuştan gelen ihtiyaçlarımıza boyun eğmeyiz. Sıçramalar yaparız. Neyin bilinemeyeceğini biliriz ve sonra bütün hayatımızı bu bilgiyi doğrulamak için harcarız..."