Öleceğimiz düşüncesi ölmekten daha korkunçtur, ama en korkuncu, bir başkasının öldüğü düşüncesidir; gerçekliğin bir insanı yuttuktan sonra, en ufak bir iz taşımadan; dümdüz uzandığını, o insanın dışlandığı gerçekliğin içinde hiçbir irade, hiçbir bilgi kalmadığını düşünmek, en korkuncudur.
Bir insanla aramızdaki bağlar sadece zihnimizde mevcuttur. Hafıza zayıfladıkça bu bağları gevşetir; kanmak istediğimiz ve başkalarını aşk, dostluk, kibarlık adına, herkes ne der korkusuyla veya görev duygusuyla inandırdığımız hayale rağmen, tek başımıza var oluruz. İnsanoğlu kendi dışına çıkamayan, başkalarını ancak kendi içinde tanıyabilen ve aksinin iddia ettiğinde yalan söyleyen bir yaratıktır.
"Hiç şüphesiz, seylere ancak zihinsellikle sahip olabiliriz anlayamadığımız bir resmin yemek odamızda asılı olması, resme sahip olduğumuz, hiç bakmadığımız bir manzaranın ortasında yaşamamız, o manzaraya sahip olduğumuz anlamına gelmez."