Bismişah ALLAH ALLAH...
Niyet ettik vaktin hayrına,
Girdik Hak Muhammed Ali yoluna,
Sevgimiz Muhammed Ali sevgisi ola,
Pirimiz Seyyid saadet evladı Resul ola,
İkrarımız İbrahim peygamberin ikrarı ola,
Birlik ve Beraberliğimiz Kırkların nişanı ola,
Kulluğumuz ALLAH ’a, ümmmetimiz Hz.Muhammed’e,
Talipliğimiz Şah-ı merdan Ali’ye ola,
Er Hakk Muhammed Ali aşkına,
Birlik beraberliğimiz daim ola,
Aramızdaki tüm kötülükler def ola,
Şeytanın şeri, kötünün izi bizden uzak ola,
Hakk Muhammed Ali,
Dilde dileklerinizi, gönülde muratlarımızı vere,
Görünür görünmez kazalardan, belalardan, iftiralardan,
Münkir münafıkın şerinden bekleye saklaya göre gözete,
Neyleyim nideyim dedirmeye...
Bütün evliya, enbiyaların şefaatı üzerimizde hazır ve nazır ola.
Lanet münkire, lanet Yezide, rahmet Ehl-i Beyt’e...
ALLAH eyvallah....
CEM EVİ
İbadethanedir.
Edeb- erkân meydanıdır.·
Sorgu- sual ve karar yeri olarak dar meydanıdır.·
Semah yeri olarak “KIRKLAR” meydanıdır.·
İkrar yeri olarak er- bacı meydanıdır.
Müsahibliğin kabul ve onay yeri olarak birlik meydanıdır.·
Ortak kararların alındığı meclis mekanıdır.·
Pir'in isteklerini tebliğ ettiği ferman yeridir.·
Tasavvuf eğitiminin yapıldığı okuldur.·
Dualı lokmaların yenildiği aş evidir.·
Dertlere derman aranılan, derman meydanıdır.·
Yer bulduğu mekan olarak sevgi meydanıdır.
Yola uymayanların alınmadığı seçkinler meydanıdır.·
Hizmetlerin ortak yapıldığı, himmet yeridir.·
Eline-Diline-Beline sahip olanların, güven yeridir.·
Hakk'a ve Halka sığınma yeridir.·
"Ölmezden evvel ölmenin" yeridir.·
Yeniden doğum yeridir.
Mevki ve makam ayrılığı olmayan eşitlik meydanıdır.·
Herkesin lokmaları ile katıldığı kara kazan yeridir.·
İrfan meclisidir.....!
Alevilik nedir?
Genellikle Hazreti Ali'ye bağlı olan ve onun tarafını tutan zümrenin mezhebine verilen addır. İmamlığın Ali'ye doğrudan doğruya Allah ve Peygamber tarafından verildiğine inananlara «Şia-i Aleviyye» denir.
Mezhebin esasını bu inanış teşkil eder. Sonradan birçok kola ayrılan Alevilik İslam'da ilk dini ayrılık hareketini teşkil
Alevi toplumunda KADIN - ERKEK EŞİTLİĞİ yüzyıllar önce çözümlenmiştir. Kadının da erkeğin de adı CAN'dır. Biz "Erkek arslan arslan da, dişi arslan arslan değil mi?" deriz. Alevi kadını saklanmaz, erkekten kaç göç bilmez, erkeğin yüzüne dosdoğru, dimdik bakar. Erkekle karşılaştığı zaman; halinde davranışında, önce Kadın oluşunun davranışı değil; sade, dürüst bir insanın davranışı görülür. Ev içinde, dışında, düğünde, dernekte, toplumda, erkeği ile tam eşittir. Eski deyim ile "Dergahta, bargahta... erkekle beraber çalar, çığırır, semah eder, yaşar, yaşatır."
Hainliği, vahşiliği, fenalığı ile dikkati çeken bozguncu ve ahlaksız kimselere bugün bile "Yezit" diye hitap edilmekte, bu tür insanların aşağılıklarını belirtmek üzere bu isim kullanılmaktadır. Evet, özellikle inananlar arasında bu lanetli isim, dünya durdukça duracak, fakat bir hayır ile değil; her an ve her zaman fenalığın, alçaklığın, iki yüzlülüğün, hilenin ve zulmün sembolü; bütün çirkin ve aşağılık düşüncelerin timsali olacaktır.
Niçin fitne çıksın ki, zaten Türk milleti (Sünniler de dahil) Yezit denilen yaratığı sevmez, çocuğuna Yezit adını vermez. O halde, kim gocunup da fitne çıkaracakmış? Ha, burası Arabistan olsa, Yezit onların halifesidir, darılanlar olur.