Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Alevilik Anadolu'nun Gizli Kültürü

Nejat Birdoğan

Alevilik Anadolu'nun Gizli Kültürü Gönderileri

Alevilik Anadolu'nun Gizli Kültürü kitaplarını, Alevilik Anadolu'nun Gizli Kültürü sözleri ve alıntılarını, Alevilik Anadolu'nun Gizli Kültürü yazarlarını, Alevilik Anadolu'nun Gizli Kültürü yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İçki içmenin günahından sıyrılmak için söylenen söylentiler ve savlar:
a- Peygamber'in sağlığında, üstelik Ömer dönemine (634-64) değin içki (serab'ül hamre) yasak değildi. Ömer'e ulaştırılan bir olay (ki bir ordu komutanının askerlerinin içki içmesinden yakınmasıdır) sonrasında yasaklanmıştır. b- Bakara Suresi'nde (ayet 219-220) "Sana içki ve kumarı sorarlar. De ki: İkisinin de büyük günahı ve insanlara yararı vardır. Ancak günahları yararlarından daha büyüktür" dendiğine göre demek ki "biz, günah kesiminde kötü eylemlerden sakınırsak içkinin yararını sağlamak için içebiliriz." Kesinlikle yasaklanması yoktur. c- Nisâ Suresi'nde (ayet 43) "Ey inananlar: Sarhoşken ne dediğinizi bilene kadar duaya yaklaşmayınız" dendiğine göre içkinin tümü değil, fazlası yasaklanmıştır. d- Mâide Suresi'nde (ayet 91) "Şeytan içki ve kumardan aranıza kin sokmak ve sizi Allah'ı anmaktan alıkoymak için yararlanır" dendigine göre içki, içebilen için değil içemeyen için yasaklanmıştır.
Sayfa 218 - Kaynak Yayınları
Sonra gelsin yeni mezhepler. İnsanın günahını örtmek için mehzep mi biter!
Sık sık yineliyoruz. Alevilik bir İslam öncesi inançların süregelmesidir. O inançla var olan içki (dem) bugün de sürecektir. Ancak, gene sık sık yinelediğimiz gibi eylemlerimize giydirilen günah suçlamasına bir özür bulmak için Kur'an'a başvuruyoruz.
Sayfa 218 - Kaynak Yayınları
Reklam
Kimi ayetlerin çıkarıldığı ya da değiştirildiği söylenmekte. Örneğin: Kur'an'da evlenilmesi yasaklanan on tür süt akrabalığı, bu kurulca beşe indirilmiş. Kimi Mekke surelerine Medine'de inen ayetler karıştırılmış. Bunlar oldukça büyük sayıdadır. Nedeni belirsiz.
Sayfa 216 - Kaynak Yayınları
Bir başka anlatımla, İslam yasaklarının ve yasalarının geçirdiği evreler ancak bu surelerin kronolojik incelenmesiyle olur. Surelerin düzenlenmesi böyle bir sırada olmadığından kişilerin zorluk çekmesi de doğal oluyor.
Sayfa 216 - Kaynak Yayınları
Kurulun ayetleri düzenlemesi ile sonuç ne oldu?
Peygamber dönemindeki 6666 ayet, Osman düzenlemesi ile 6234e indi. Eksik 432 ayetin ne olduğu bilinmiyor. Bu kurulun Ehl-i Beyte ilişkin kimi ayetleri de çıkardığı söylentiler arasında. Kesin bir şey varsa Osman mushafındaki sıralama tarihsel inişe göre değil. Bu da bilime ters düşüyor. Sorunlar yaratıyor. Örnekler vermek gerekirse: İlk inen sure olan "ikra" (Oku, yaradan rabbinin adı ile) başlayan Al-Alak (Pıhtı) suresi, Osman mushafında 96. sıradadır. Hicret'ten sonra Medine'de ilk inen Bakara Suresi, bu kurulca ikinci sıraya alınmıştır. İnişe göre 87. sırada olması gerekirdi. Osman mushafındaki ilk sure olan Fatiha Suresi aslında beşinci inen suredir. Son sure Nâs ise aslında 21. inen suredir. Bu sıraları bozmanın nedeni bilinmiyor. Ancak düşünce evrimini engellediği bir gerçek.
Sayfa 216 - Kaynak Yayınları
Arap konuşuklarının (lehçe, şive) birbirlerine göre ayrı ayrı anlam taşıyan sözcüklerle dolması Kur'an'ın anlamını da Osman dönemine değin etkilemiştir. Haşimi olan Hz. Muhammed'in dili ile inen Kur'an, Osman döneminde toplanıp Kureyş konuşuğuna çevrilince kimi sorunları çözümleyemedi. Sözgelimi, her hafız belleğindeki sureyi ya da ayeti bir başka sahabeden alıyordu. Anlam da kaynağa göre değişiyordu. Osman'ın bir söylentiye göre her bölge için ayrı ayrı mushaf düzenletmesi durumu düzeltemedi. Bunun üzerine Hafsa'ya başvuruldu. Yukarıda andığımız kurul, surelerin sıralamasında birbiriyle çelişkiye düştü.
Sayfa 215 - Kaynak Yayınları
Reklam
Anlaşılan herkes Kuran'ı işine geldiği gibi şekillendirmiş
Yıllar geçti, halifeler değişti. Bütün sıkı uygulamalara karşın Kur'an okunmasındaki ve yorumlanmasındaki çekişmeler durmadı. Özellikle Medine'de uzak kentlerdeki bu çekişmeler iyice arti Durum, Halife Osman'a (644-656) ulaştırıldı. Halife Osman'ın, durumu kurtarmak için hemen bir kurul topladığını görüyoruz. Bu kez sayfalar, kitaba dönüştürülecekti. Hafsa'ya haber yollandı. Hafsa'nın önce vermek istemediği sayfalar da geldikten sonra Kur'an bir kurula (ki bunlar, Zeyd başkanlığında Kureyşlilerden Zübeyr oğlu Abdullah ve Haris oğlu Husame'den oluşuyordu) teslim edildi. Kendilerine yardımcılar verildi. İki büyük Arapça lehçesinden Kureyş lehçesi ana dayanak seçildi. Bunun üzerine Haşimiler toplantıyı terk ettiler. Kurul, Kur'an'ı derleyip kitap yaptı. Her yana buyruklar gönderilip önceki suhuf ve yazılar toplanıp yok edildi. Mushaf-ı Osman adı verilen Kur'an çoğaltılıp büyük kentlere gönderildi. Bu yok edilen eski belgelere Ömer'in kızı Hafsa'daki suhuflar da katılıp parçalandı, suya atıldı ve sonra da yaktırıldı.
Sayfa 215 - Kaynak Yayınları
Kuran'ın derlenmesi
Ömer, Ebubekir'e varıp Kur'an'ın derlenmesini önerdi. Ebubekir, önce bu öneriyi, "Peygamber buna gerek görmedi" diye olmazladı. Ancak Ömer'in yineleme ve direnmesi üzerine Sabit oğlu Zeyd İle bu görevi verdi. Zeyd de neden sonra bu görevi üstlendi. Bundan sonra halka, kimde Kur'an'dan bir parça varsa getirilmesi duyuruldu. Peygamber'in sağlığında derilere, tahtalara, taşlara, çanaklara vb. yazılan ne kadar ayet ve sure varsa sahibi olan aldı, geldi. Önce bir karışıklık oldu, bir kurul oluşturuldu. Bu kurul, her şeyi tek tek gözden geçirdi. Örneğin, tek ayetleri ayrıca iki tanık onaylamadıkça kabul etmedi. Kurulun başkanı Ömer idi. Bu gelen belgeleri yazma işi (suhuflama) Zeyd'e verildi. Kur'an böylece derlenip toparlandı. Saklanması için de Ömer'in kızı Hafsa'ya verildi.
Sayfa 215 - Kaynak Yayınları
İslam inanışına göre Kur'an, Tanrı'nın yeryüzündeki elçi Muhammed'e Cebrail kanalıyla gönderdiği kimi buyrukların tümüdür. Bu buyruklar Mekke ve Medine kentlerinde inmiştir. Her buyruk, anında insanoğullarına iletilmiş, güçlü hafızlar bunları hemen belleklerine almışlar ya da deve derilerine, kemiklere, çanaklara, tahtalara yazmışlar ve kaybolmasını önlemişlerdir. Bu hafızlara verilen ikinci görev de halk arasına yayılarak bu ayetleri yinelemek yaymaktı. Peygamber'in ölümünden sonra bu hafızlar bir süre Arap ulusuna özgü engin bellekleriyle işi götürdüler. Ancak olaylar gelişip devletin sınırları genişleyince ve bu hafızların bir kısmı da ölüp gidince Kur'an, her ayrı yerdeki bölge egemeninin elinde sömürülme, yorumlanma ve değiştirilme tehlikesiyle karşılaştı.
Sayfa 214 - Kaynak Yayınları
Bilindiği üzere Bektaşilik, Alevilikle İslamlığın karışımı (sentez) idi. Kızılbaş Alevilikse çok eski kökenli olmasına karşın sonradan Bektaşiliğin etkisine girmişti ve bu yüzden Kur'an'ı da ele alıyordu.
Sayfa 213 - Kaynak Yayınları
92 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.