Bazı seçimler vardı önümde, ya gerçeklerle yüzleşecektim ya da kaçıp gidecektim. Ben gerçeklerle yüzleşmeyi değil de daha çok onunla savaşmayı tercih etmiştim. Tercihlerim arasında hiç aklımda olmayan şeyler olmuş olsa bile, bu hayatı ben seçmiştim. Bazı benzerlikler yönümü değiştirmiş olsa bile sadece hedefime ulaşmamı uzatmıştı, engellememişti.
Bu hayatta tek istediğim şey vardı; insanların ruhuna dokunmak. Evet belki bunu başarmıştım ama çok acı çek- erek ve çok şey kaybederek. Onların ruhuna dokunan şey benim yaşantım olmuştu.
Hayat bize farklı farklı meyveler sunuyordu ve bu meyveler her bir yılı işaret ediyordu. Yıllardır acısıyla tatlısıyla yediğimiz bu meyveler yeri geldiğinde bize ağır hazımsı- zlıklar yaşatsa da, yeri geldiğinde yoğun bir mutluluk hor- monu salgılıyordu. Yüzyıllar içerisinde sadece ufak bir zaman dilimine sıkıştırılmıştı hayatımız. Her ne kadar bundan memnun olmasak da aslında çok şanslıydık ve bunun farkında değildik. Bakış açımız oldukça dardı. Tek istediğimiz mutlu olmak ve huzurlu yaşamaktı.
Hikayemin asıl başladığı gün bana iki yıl içinde neler başladığını bir film olarak izletselerdi, ben bu hikayeye asla başlamazdım. Ama şu an, o hikayeden sıyrılmış olmanın mutluğuyla yaşıyorum artık. Belki de yaşamıyorum.
Meçhul.