Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Reis Paşa

Allahın Süngüleri

Attila İlhan

Allahın Süngüleri Gönderileri

Allahın Süngüleri kitaplarını, Allahın Süngüleri sözleri ve alıntılarını, Allahın Süngüleri yazarlarını, Allahın Süngüleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Vak'a mahalline ilk gelen bekçi, 'mecrüh'u, kan revan içinde yatıyor, bulmuş; çok lazımmış gibi, kilisenin çan kulesinden, soğuk bir baykuş kahkahası!
Vatanı, hasm-ı bi-amanına suhületle ter etmek, bize yakışmaz! Şerâit, ne kadar aleyhimize tecelli ederse etsin, vuruşmak azmindeyiz!
Reklam
1920 yazında, İstanbul'da Müslüman, bilhassa Türk olmak, bir eziyet-i muazzama!
Ya Bolu'da, o dağ dumanlarının, şehrin üzerinde yüzdüğü sabah, yaşanan 'fecaat'!.. Binbaşı İhsan Bey, 32. Alay'ın 'bakiyesine', bir de Mekteb-i Rüşdiye civarındaki Näip Mezarlığı'na 'yuvalandırdığı' mitralyözlerine çok güveniyordu. Asiler taarruza geçtikleri anda, şehirden biri, Binbaşı'yı arkasından vurdu, yere düşürdü; bir başkası, yaşadığını fark edince, bir el daha ateş edip, işini bitirdi. Daha sonra; sağ olarak ele geçirdikleri zâbitlere, lâyık gördükleri muamele var ki, Mustafa Kemal Paşa, 'teferruatını' öğrendikçe, çileden çıkıyordu: Mülâzım Abdülkadir Bey, elleri arkasından bağlı, Bolu sokaklarında, anadan doğma çıplak dolaştırılıyor; yakından, sopalarla dövüp, uzaktan, taşa tutuyorlar; yatırıldığı hastahâneden, ilmiği boynuna takılı urganla, onu sürükleyerek sokağa çıkarıp, orada katlediyorlar. Hafezanallah!
Sayfa 213Kitabı okudu
İdam sehpasına çıkmadan herhalde, Bâbilli Kurretülayn gibi konuşurum: "ayaklarımı yerden kaldırın ki, dünyayı daha iyi göreyim"
".... bu dakika vapura gidiyorum. Bu ân-ı meş'um, bize kan ağlatacak. Bendeniz, sizi unutmayacağıma vicdanen yemin eder, sizden de aynı vefayı beklerim. Allahaısmarladık/ Mustafa Kemal!
Reklam
Edebiyatın önemi: Hakimiyet-i Milliye gazetesinde yayınlanan bir makale…
“Rus ihtilâli edebiyatı­nı okuyunuz: Avrupa’nın başka hiçbir memleketinde ve hiçbir devrinde, bu kadar ateşîn ve bu kadar kindar bir edebiyat yoktur. Sebebi de şudur ki, Rusya’daki o müthiş Çarlar istibdadı ve zadegan saltanatı, bir taraftan da ilim ve edebiyat tetkikatı bütün şiddetiyle beraber yürümüşlerdir. Türkiye’de değil İhtilâl Edebiyatı, hâttâ millî bir edebiyat bi­le, ancak son birkaç yılda baş göstermiş, yeni doğmaya baş­lamıştır. Bu sebebten Türkiye’de Komünizm milletin ruhun­dan gelen yakıcı yıkıcı, kırıcı dökücü bir ihtilâl şeklinde ta­hakkuk edecek değildir.”
Sayfa 473
İngilizler Mustafa Kemal’le uzlaşmak gerektiğini düşünmeye başladı! (1920)
“... her türlü takviye ve yardıma rağmen, Ankara ve havâlisin­de çıkarılan isyanlar, başarısızlıkta sonuçlandığı gibi; Kızılordu’nun General Denikin ve kuvvetlerini Kafkasya’da mağlûbi­yete uğratması ve Kemalistlerle işbirliğine girmesi, Kemal’in durumunu değiştirmekte kalmamış, önemini de artırmıştır; ayrıca, Bakû Şark Milletleri Kurultayı’nda, gelen özel bilgilere göre, Komünist Enternasyonali ile Asyalı Türklerin ve Kemalistlerin, müşterek hedeflerde anlaştıkları anlaşılmaktadır.”
Sayfa 387
Şark Kurultayı Bildirisi
“… doğu halkları! ingilizlerin Hindistan’a ne yaptığını biliyor­sunuz. Türkiye’ye, Filistin’e, Mısır’a, Çin’e, Kore’ye, Afganis­ tan’a, Ermenistan’a ve Gürcistan’a, ne yaptığını biliyorsunuz. Emperyalist İngiltere, Türkistan, Hive, Buhara, Azerbaycan, Dağıstan ve Kuzey Kafkasya’ya bile sızmıştır. İngiliz ajanları her yere sokuluyor ve sömürülen halkların alınteri ve kanıy­la elde edilmiş altınları çevrelerine saçıyorlar. Her yerde ingilizler, tiranları ve despotları, hanları ve beyleri desteklemeye çalışıyor. Baş gösteren devrimci hareketi boğmaya ve bütün halkları her ne pahasına olursa olsun, bir baskı ve çaresizlik durumunda, yoksulluk ve bilgisizlik içinde tutmaya uğraşı­yorlar...”
Sayfa 379
Bu işi bitirmek için elinden geleni ardına koymayan batı!
“Muahedemizin İngilizler tarafından takip olunan ehemmiyetli iki faslı: 1/ İstanbul ve Boğazlar ki artık temin etmişlerdir. 2/ Kürdistan Meselesi! Şark hudutlarımızda, Türklerle hiçbir ayrı gayrı gözetmeyen Kürtlere, bir hiss-i iftirak vermek için İngilizler Mütâreke’nin ak­di gününden beri çalışmaktadır. Maksatları Hindistan’a doğru giden, Anadolu/İran/Azerbaycan ve Azerbaycan/iran/Afgan İslâm zincirini kırarak; biri Ermenistan, diğeri Kürdistan olmak üzere, nüfuzları altında iki kıt’a ihdâs etmektir.”
Sayfa 373
Reklam
Yaptklarının hiç bir sorumluluğu almayan Enver ve şürekâsı!
“Vatanı ‘taht-ı işgalde ve taksim tehdidiyle karşı karşıya bir memleketin; bu keyfiyetten, şahsen ve siyaseten mes’ul zimamdarları, böyle havsalaya sığmaz hayâl­lerle, nasıl vakit kaybedebilirler?” Moskova’daki İttihatçıların, Ankara’daki Hükümet nâmına, Ruslarla konuşması, asla tecviz edilemez; zira bu salâhiyet, Büyük Millet Meclisi’nce Hariciye Vekili Bekir Sami Bey’le, İktisat Vekili Yusuf Kemal Bey’e tevdi edilmiştir; bir de, Şark Cephesi Kumandanı, Karabekir Kâzım Paşa’ya!”
Sayfa 315
Atatürk’ün aldığı bir not
“akla uygunluğun, başlangıçta, gözle görülene üstün olması; bununla beraber, akla uygunluğu, gözle görülenle terbiye esâ­sı. Evvelâ socialiste olmalı. Maddeyi anlamalı...”
Sayfa 249
Ben de:)
“Mustafa Kemal, ‘İttihatçı rüesası’nın, Bolşeviklerle işbir­liği etmesinden, dehşete düşüyordu”
Sayfa 314
“— ... özüm, zehmetkeşim; zehmetkeş kısmı, Kemal’den yana olmak vâciptir; şundan ki, onun Enver gibi, siyaset kirliliği yohtur; askerlik vadisinde dersen, mukayese edilebilemez!..
Sayfa 181
"... kim derdi ki on sene zarfında Çarlık inkıraza uğrayacak, Ankara’da bâl-i içtimâda bir Meclis-i Millî, Moskova’daki Bolşeviklerden, teşrik-i mesâi ve askeri muavenet talebinde bulunacaktır! Hayret ki, hayret, hayret-i uzmâ!.."
Sayfa 166
151 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.