Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Anadolu Korku Öyküleri 1

Kolektif

Anadolu Korku Öyküleri 1 Sözleri ve Alıntıları

Anadolu Korku Öyküleri 1 sözleri ve alıntılarını, Anadolu Korku Öyküleri 1 kitap alıntılarını, Anadolu Korku Öyküleri 1 en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"geçmişti" yerine "olmuştu" gelmesi gerekmez mi?
Aklımı kaçıracağımdan korktum. Ama belki de kaçıralı çok uzun zaman geçmişti ve ben hâlâ yerinde olduğuna kendi­mi ikna etmeye çalışıyordum.
Taklit edilemez denene secde etmemek için, kayayı ateşle yardık. Yangınını öyle bir sakladık ki suyun burnu bile ateşin kokusunu almaktan çekinir.
Reklam
Allahım ölmek istemiyorum! Ama beni ölesiye korkutan şeyler var ve ben onların adını, kim veya ne olduklarını bilmiyorum.
Ne bu şaşkınlığın, kavalını kaybetmiş deli çoban gibi bakıyorsun yüzüme!
Çağdaş korku edebiyatına baktığımızda, sinemada da ol­duğu gibi, ağırlığını korkuyu bir endüstri haline getiren Ame­rikan yazarlarının, başta Stephen King, Peter Straub, Dean R. Koontz ve diğerlerinin ağır baskısı altında olduklarını gö­rürüz. Bunlardan etkilenerek yazılanlar, yazılmak istenenler (sinemamızda olduğu gibi) bir özentiden, bir kötü kopyadan öteye gidemezler.
Reklam
"Sakın karanlıkta bahçene su dökme" demişti yaşlı kadın. "Gece yalnız başına çeşmeye gitme, sabah ezanından önce ahıra girme, biri seni çağırıyor gibi hissedersen cevap verme, duymamış gibi yap. Evin içinde rüzgar eserse dua et, gözlerini kapa ve görüneni görme. Gelin otuna dokunma, sana bu otu getireni eve sokma. Eşiğe su dolu, bakır kase koy, içine bir boncuk at ve boncuk kayboldukça yenisini at içine. Yabancıya kapını açma, içeri davet etme. Kapıdan su istese de verme. Gözlerine bakmadan kapat kapını. Seni çağırsa da, yalvarsa da, küfretse de açma."
Şunu okurken iyi ki evde yanlız değilim
Korkuyla kaskatı kesildi, arkasını dönmeye korkarak öyle­ce durdu. Bir şey hareket ediyordu. Varlığını tüm duyularıyla algıladığı, kötülüğünü iliklerinde hissettiği o hafif nefes ense­sinde soluyordu.
Reklam
Köy, o kadar az nüfusa sahipmiş ki köyde insandan çok hayvan varmış. ..... Boşalan evlerde hayvanlar barınıyormuş. Gidenler öyle vefasızmış ki hiçbirinden bir daha ses çıkmamış.
İnsanları hayvan, hayvanları ise tüm bu rezil­liklere rağmen insan gibi olan bu küçük ve tenha köy...
Bah! Buraya yazıyom, aranan mevlasını da bulur, belasını da!..
Bu onun kabusuydu... Herkes tek başına uyanmanın bir yolunu bulmalıydı.
Sakın karanlıkta bahçene su dökme” demişti yaşlı kadın. “Gece yalnız başına çeşmeye gitme, sabah ezanından önce ahı­ra girme, biri seni çağırıyor gibi hissedersen cevap verme, duy­mamış gibi yap. Evin içinde rüzgâr eserse dua et, gözlerini kapa ve görüneni görme. Gelin otuna dokunma, sana bu otu getireni eve sokma. Eşiğe su dolu, bakır kâse koy, içine bir boncuk at ve boncuk kayboldukça yenisini at içine. Yabancıya kapını açma, içeri davet etme. Kapıdan su istese de verme. Gözlerine bak­madan kapat kapını. Seni çağırsa da, yalvarsa da, küfretse de açma."
93 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.