Anahtar
M. Necati SepetçioğluEn Eski Anahtar Sözleri ve Alıntıları
En Eski Anahtar sözleri ve alıntılarını, en eski Anahtar kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bakıp duruyordu sadece konuşursa bir sır kayboluverecekmiş sanıyordu, sırrın kayboluvermesinden çekiniyordu.
Sayfa 213 - irfan
Ya kafanız, kafanızın içindeki beyin denilen nesne? Onu niye kullanmazsınız, ne zamana saklarsınız ha?... Yürekle, sadece sevilir. Ama beyin işin içine girdi mi sevgi kalesi kurulur, sevgi ebedi olur, yaşama sonsuz olur. Beyin işin içine girdi mi yüreğin bağlandığı şeyin bir manası olur."
İrfan Yayınevi
Yürekle sevilir hay Sav-Tekinim; yürekle,sadece sevilir. Ama beyin, işin içine girdi mi sevgi kalesi kurulur, sevgi ebedi olur, yaşama sonsuz olur
Sayfa 39Kitabı okudu
Dünya nefes alınacak, gülünüp dört nala at sürülecek bir dünya değildi artık; dünyanın nefesi yoktu, rengi uçmuştu, sesi kesilmişti.
Yüreğin eli, ayağı, gözü, kulağı olmazsa yürek yürekliğini bilir mi, yürek ne işe yarar? Ya yüreksiz el ayak, yüreksiz göz kulak ne işe yarar ?
Sevinç dedi mi sonunaca. Sanki keder denilen şey yok hayatta; sanki ölüm denilen şey yok, acı yok, elem yok. Kederle karşılaşınca da tamam kocaman herifler bebekten beter olursunuz. Sanki dünya batmış, sanki gök çökmüş, sanki sevinç denilen nesne yok olmuştur. Açken doymayacağınızı sandığınız, tokken de açlık nedir bilmeyeceğiniz gibi.
Laf kılıç gibi kullanılmıyor, çeriyi kullanmaktan daha zor.
Laf deyip geçersiniz; laf vardır bir yıllık savaşmanın yapamayacağını bir saatte yapar; laf vardır, şu kadarcık bir laf vardır Sav-Tekin, bilmediğiniz bir dünyayı kuruverir. Kılıcını inkâr ettiğimi sanma; ama yine de bir dünya kuracak olan lafı arayıp bulmak isterim.
"İnsan bir kaftandır hay oğul; yahut bir savaş zırhı. Ne kadar süslü püslü, ne kadar zengin olursa olsun kaftanın da savaş zırhının da içi boş olursa ayakta durması ne mümkün? Kullanılır mı? Yooo... Atılır bir köşeye, ya güvelerin elinde delik deşik oyulur, ya da paslanır kalır. Kaftanın da savaş zırhının da içini doldurmak gerek; hem öyle bir yiğitle doldurmak gerek ki kaftan da savaş zırhı da hemi kaftanlığını hemi savaş zırhlığını bilsin..."