Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Anarşizm Lafın Gelişi

David Graeber

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Aynı ahlaki evrende yaşamadığınız sürece birine gerçekten kızamazsınız. Bu Madagaskar'da fark ettiğim bir şey. Sadece insanlar bana kızmaya başladığında gerçekten sosyal olarak kabul edildiğimi biliyordum.
Devrimlerin çoğu, insanlar açlıktan öldüğü için değil, birisinin kuralları artık insanların buna katlanamayacak kadar çiğnemesinden kaynaklanmaktadır.
Reklam
"Özgürlük olmadan eşitlik hapistir; eşitlik olmadan Özgürlük, vahşi bir ormandır."
Madagaskar'da iki yıl boyunca, hiçbir şekilde devlet kontrolü altında olmayan bir bölgede yaşadım. Bir ulus devlet vardı, ancak 70'lerin ortalarındaki devrimlerden sonra, kırsal kesimden büyük ölçüde vazgeçmişti ve kırsal topluluklar temelde kendi kendini yönetiyorlardı. Kendilerini kimsenin vergi ödemediği ve polisin (oldukça az olan) asfalt yollardan çıkmayacağı bir duruma sürüklediler. Öte yandan, tüm bunlara dikkat çekmenin daha iyi olduğunu da biliyorlardı; böyle bir durumda yapabileceğiniz en aptalca şeyin bir bayrak asmak ve "Aha! Artık bağımsızız!" demek olduğunun farkındaydılar. Eğer böyle bir şey yapmış olsalardı, silahlı insanlar sonunda devlet otoritesini yeniden kurmak için ortaya çıkmak zorunda kalacaklardı. (...) devlet oradaymış gibi davranıldığı müddetçe, görmezden gelinerek neredeyse tamamen devletten kurtulabilineceğini fark ettiler. Hatta bu insanlar, düzenli aralıklarla şehre gelip formları doldurur ve kayıt yaptırır gibi yaparlardı ve ofislerdeki yetkililer; ofislerinde kaldıkları sürece bu insanların kendilerine büyük bir saygıyla yaklaşılacağını anladılar. Ancak eğer otoritelerini fiilen uygulamaya çalışırlarsa, akla gelebilecek her türlü pasif direnişle son derece perişan olacaklardı. Ve genel olarak konuşursak, gerçekten birlikte hareket ettiler.
Açıkçası, kelimeleri kullanırken acımasız olmanın binlerce yolu vardır, ancak birine gerçekten antipatik yaklaşmak istediğinizde, onla konuşmayı tamamen kesersiniz. Muhtemelen, herhangi bir sözlü etkileşim normalde muhatabınıza kabul etmek istemediğiniz bir sorumluluk anlamına geldiği için bu böyledir. Belli bir temel komünizm. Doğrudan eylem,
Sayfa 168Kitabı okudu
Orta Çağ'da Bulgar Imparatorluğu ile Bizans arasında bir savaş çıktı. Bizans imparatoru 10.000 Bulgar askerini esir aldı ve diğerlerini geri götürmesi maksadıyla tek gözüyle bıraktığı her yüzde biri dışındakileri sistematik olarak körleştirdi. Tüm bunlar, muhtemelen gerçek devletlerin tipik kitlesel endüstriyel zulmüne yabancı bir tür aristokratik onur ilkesiyle hareket eden Bulgar imparatorunu korkutmayı amaçlıyordu ve bu işe yaradı. Kral olanları görünce kalp krizi geçirdi ve öldu. Bu, bir tür kitlesel pleonektik sadizmin mükemmel bir örneğidir. Ancak tipik olarak hikâye kralın ölümüyle biter. Ondan sonra ne oldu? Muhtemelen, bu on bin kör savaşçıdan her biri için, birileri -büyük olasılıkla bir kadın hayatının geri kalanının çoğunu ona bakmakla geçirmek zorunda kaldı. Bir şekilde bu insanlar (kadınlar) hep tarihin dışında kaldı. Şiddet içeren vahşet konusunda beni her zaman etkileyen sey, sebep ve sonuç arasındaki akıl almaz eşitsizliktir. Birinin gözünü çıkarmak ya da sicak ütü kullanmak ya da her ne yaptıysa iki saniye sürer, ancak etkileri on yıllarca sürer. Ve kör olan birine bakması, kadının hayatının geri kalanını alır.
Sayfa 124Kitabı okudu
Reklam
Gerçekten istediğim şey, siyasi ekonominin temeli olarak üretim ve tüketim terimlerinden tamamen kurtulmak ve bakım ve özgürlüğü bunun yerine kullanmaktır. Nancy Folbre gibi feminist iktisatçıların sık sık belirttiği gibi, herhangi bir ekonomik eylem, bakım sağlayan bir emek biçimi olarak görülebilir. Sonuçta, sadece insanların nehri geçmesini önemsediğiniz için bir köprü inşa edersiniz. Petrolü sadece insanların arabada rahatça dolaşmasını arzuladığınız için ararsınız. Ama burada incelikler var. Herkes hastanelerin bakım sağladığını kabul eder. Peki ya hapishaneler? Sonuçta hapishane mahkumları besler ve giydirir, onlara en azından asgari düzeyde tıbbi bakım sağlar. Ancak hapishanelere bakım kurumları olarak davranmak sezgisel olarak yanlış görünüyor. Neden? Tam da bu yüzden özgürlük unsurunun gerekli olduğunu hissediyorum. Seni hapsettiği sürece bu bakım değildir. (Aslında, tahakküm ve devlet ilişkilerinin tarihsel kökenlerini ne kadar çok incelersem, bu şeylerin şefkatli ilişkilerin sapkınlığı yoluyla ortaya çıktığına o kadar çok inanmaya başladım.) Fakat tanımlar açısından bu, daha çok Spinozist bir formülasyona izin verir -tam olarak Spinozacı değil, ama ruhla ilgili-. Burada "bakım" başka bir kişinin özgürlüğünü sürdürmek veya arttırmak anlamına gelen herhangi bir eylemdir. - Ve özgürlük? Özgürlüğü esasen oyun açısından görüyorum, ya da daha doğrusu oyunun özgürlüğün en yüksek ifadesi olduğunu düşünüyorum, çünkü oyun, onun dışındaki herhangi bir şeye yönelik olmayan ama kendisi için bir değer olan kendi kendini yöneten bir faaliyettir.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.