Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Welat Boran

Zanaatçı/sanatçı statüsündeki ve imgesindeki ilerleme resim, hey- kel ve mimarlık sanatlarında daha da fazlaydı. Maalesef, popüler de- ğerlendirmeler bu ilerlemeyi fazlasıyla abartıyor ve Michelangelo gibi şahsiyetlere, bir nevi normal kulaklı Van Gogh muamelesi yaparak, kendilerini ifade etme aşkıyla yanıp tutuşan bir deha rolü biçiyorlar.
Sayfa 72
Reklam
Rönesans’ta bizdeki güzel sanatlar kategorisi bulunmadığı gibi kendini ifade etme ve özgünlük peşindeki bağımsız sanatçı idealimiz de yoktu. Son yirmi otuz yıldır, Rönesans’ın modern çağımıza değil de ortaçağa daha yakın olduğunu gören tarihçiler, dönemin sekülerlik, bireycilik ve öznellik gibi yönlerinin altını çizen eski yaklaşımları
Sayfa 71
Ortaçağda sanatçıyla zanaatçı arasında gücendirici hiçbir katego- rik ayrım söz konusu olmadığı gibi, sanat eserlerinin üretiminde kes- kin bir toplumsal cinsiyet ayrımı da yoktu. Sadece erkekler ya da sadece kadınlar tarafından icra edilen iş ya da sanat sayısı çok azdı. Bunun nedenlerinden biri, üretimin önemli bir kısmının dinsel
Sayfa 61

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bilimin Balı' da doğmuş olmasının akla yatkın açıklamalarından birini Jared Diamond'un Guns, Germs and Steel (Tüfek, Mikrop ve Çelik) adlı kita- bında bulmak mümkündür. Diamond kitabında bilimin niçin ilk önce Ba- lı' da ortaya çıkhğım ve niçin sonunda dünyanın her yerinde, hatta Bah'nın diğer kurumlarına hasmane tavır
Sayfa 53
Determinizm, Newton kuramının başarısıyla birlikte, ilginç bir felsefi seçenek haline geldi. Fakat bazı filozoflar ve elbette ki pek çok teolog, fizi- ğin insan eylemini ya da herhangi bir canlının davranışını koşullamadığını savunmaya devam ettiler. Bu kişiler biyolojik alanın Newton determiniz- minin erişim menzilinin ötesinde olduğunu ileri
Sayfa 44
Reklam
80 syf.
4/10 puan verdi
90 Dakikada Hegel
90 Dakikada HegelPaul Strathern
6.9/10 · 83 okunma
İdealizm yolunu seçtiğimizi varsayarsak, o zaman felsefenin ilk ilkesi için kendinde-anlığa dönmemiz gerekir. Ama bu hantal terimi düşerek Fichte'nin de yaptığı gibi 'Ben'den söz etmeyi yeğleyebiliriz. Böylece deneyimin doğuşunu bir bakıma 'kendi' yanından açıklama girişimine bağlanmış oluruz. Gerçekte Fichte genel olarak
Sayfa 53
Fichte'nin özgür ve ahlaksal olarak etkin 'kendi'ye ön ilgisi böylece daha baştan açıkça ortaya koyulur. Onun deneyimin zeminine yönelik kuramsal soruşturmasının altında yatan ve bunu esinlendiren şey insanın özgür ahlaksal etkinliğinin bi- rincilliği üzerine derin bir kanıdır. Fichte Kant'ın kılgısal usun, e.d. ahlaksal istencin birincilliği üzerindeki diretmesini sürdü- rür. Ama inanır ki bu birincilliği ileri sürmek için arı idealizmin yolu seçilmelidir. Çünkü Fichte Kant'ın kendinde-şeyi saflıkla sürdürmesinin arkasında pusuda yatan Spinozacılık hayaletini, Doğanın yüceltilmesini ve özgürlüğün yitişini görür. Eğer bu hayaleti başımızdan atacaksak, ödün yadsınmalıdır. Hiç kuşkusuz, Fichte'nin 'eğilim ve ilgi' tarafından yaratılan etki düşüncesini onun felsefecilerin yüz yüze geldikleri ilk seç- me konusunda tarihsel olarak koşullu tablosundan ayırabiliriz. Ve düşünce o zaman Karl Jaspers'in 'dünya-görüşleri ruhbilimi' dediği alanda hayranlık verici görüntüler sergiliyor olarak görü- nebilir. Ama böyle bir kitapta bu çekici konunun bir tartışmasına girişme düşüncesinin yarattığı kışkırtmaya kapılmamak gerekir
Sayfa 53
başıboş bir bulut gibi kötü rüzgarlar tarafından itekleniyorum
Reklam
Çünkü iyi yetişmiş olmak kötü onur getirmez. Kişi iyi şeylerle uğraştıktan sonra kötü biri olmaktan utanır. Cesaret eğiticidir, bir bebek bile henüz öğrenmediği şeyleri duymaya ve söylemeye çalışır. Bir kimse iyi şeyler öğrenirse, yaşlandıkça bunları korumayı sever. Bu yüzden çocukları iyi eğitin
3.413 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.