Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Annem Belkıs

Gündüz Vassaf

Annem Belkıs Gönderileri

Annem Belkıs kitaplarını, Annem Belkıs sözleri ve alıntılarını, Annem Belkıs yazarlarını, Annem Belkıs yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
303 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
Annem Belkıs
Tamamen bir biyografik eser,yazar kendi ailesini köklerini annesinin Bulgarların zulmünden Ustrumca dan önce Selanik e sonra İstanbul a göç etmelerini yazmış.İstanbul da abisi Zekeriya Sertel in (abi diyor teyze oğlu) çünkü akrabaların bir kısmı sürgünde diğer bir kısmı savaşta (birinci dünya,Yunan savaşları,kurtuluş Savaşı)kaybediyor.abisi sayesinde Çapa muallime okuluna yazılıyor,sonra Robert koleji sonra Arnavutköy de okul sonra Darülfünün üniversite ye gidiyor,yani bir başarı öyküsü sanatkar,azimkar bir cumhuriyet çocuğunun genç kızlık hallerine sonraki hayatına ve genç Türkiye Cumhuriyetinin dönüşümüne tanık oluyoruz önemli siyasi gelişmeleri de yazmış.Benim için keyifli bir okumaydı tavsiye ederim.
Annem Belkıs
Annem BelkısGündüz Vassaf · İletişim Yayınevi · 2012154 okunma
Bizde adettir, yeni gelen gidenin yaptıklarını yıkmakla işe başlar, memleket de çocukların yazboz tahtası gibi idare edilip gider.
Reklam
Atatürk bizi geleneğe esir olmaktan, eskilere bağlanmaktan serbest bıraktığından, eğitimin her kademesi kadınlara açık olmuştu. Eğitimde, iş aleminde kadınlar çalışabiliyor, aynı işte erkekler ne para alıyorsa kadınlar da aynı parayı alıyorlardı. Kitapları kapatmamıştım çünkü öğrenmenin hayat boyu devam ettiğini ve hatalarımızın da bizi öğrenmeye sevk ettiğini artık anlamıştım.
Ama hayat dediğimiz de öylesine birbirini takip eden günlerden ibaret değil mi? Bazıları çok önemli hatta hayatımızda bir dönüm noktası hissini verirken bazı günleri de hiç önemsemiyoruz. Halbuki yaşadığımız her gün usulünce hayatımızı şekillendiriyor.
Sayfa 276Kitabı okudu
Herkesin dediği gibi insanın kendini kaç yaşında hissettiği önemli. Ben de bazen kendimi yirmi yaşında gibi hissediyorum, bazen yaşsız bazen de bir ayağı çukurda 90'lık gibi.
Sayfa 273Kitabı okudu
Reklam
Bizde adettir, yeni gelen gidenin yaptıklarını yıkmakla işe başlar, memleket de çocukların yazboz tahtası gibi idare edilip gider.
Sayfa 260Kitabı okudu
Belkıs hanımın evini soyan hırsızların Mehmet akif’in oğlu olması şoku
gel bakalım sen nasıl yaptın bu işi anlat,” dedi. Onun ve arkadaşının ifadesini aldı. Meğer sivil polis sandıklarımız hırsızlarmış. Fevkalâde şık giyinmişti ikisi de. Birinin gayet güzel fötr şapkası vardı. Ve bu gençler Türkiye’de en tanınmış bilinmiş ve kültür hayatımıza geçmiş insanların oğullarıydı. Birisi şair Mehmet Akif’in diğeri de şimdi adını hatırlamadığım ünlü bir mahkeme reisinin (hakimin). Meğer anahtar uydurup bizim evin kapısını açıp içeri girmişler.
Belkıs hanım adeta bir arşiv kimler kimler var anılarında
En nihayet. Beyoğlu Evlendirme Dairesi’nde evleneceğiz. Ethem şahitliğini yapacak birisini arıyor. Mazhar Osman’a gitmiş. Türkiye’de psikiyatrinin bir kurucusu Mazhar Osman. Ethem’i o yetiştirmiş. Stajını Mazhar Osman’la görmüş. Hatta Tünel tarafında birlikte muayehane açmışlar. Mazhar Osman Ethem’e kiminle evleniyorsun diye sormuş. Öğrenince de “Aman” demiş Mazhar Osman “Sakın ha Dârülfünun mezunlarından, okumuş yazar kadınlardan kaçın, sakın onlarla evlenme”. Ethem’e ihtar etmiş ve bu yüzden gelmemiş şahitliğe. Bunun üzerine psikiyatrist Nazım Şakir, şahidimiz oldu
Bir cumhuriyet kadını Belkıs..
Cumhuriyet, kadını esir eden şeriatın zincirlerini koparmış ve kadına hayatın her safhasında yer açmıştı. İşte bu zevki, bu hürriyeti ilk tadanlar, heyecanını ilk duyanlar arasında ben de varım.
Reklam
Çocuk yaptıktan sonra tamamıyla başka bir yoldan gitseniz ya da eski meşgalenize aynı şekilde devam etmek isteseniz çocuk ister istemez reddedilmiş, sürüklenmiş oluyor o zaman değil mi? Onun için evlilikten meslekten her an vazgeçilebilir ama bir defa o sorumluluk alınınca anne olmaktan, çocuktan vazgeçilemez.
Bizde adettir, yeni gelen gidenin yaptıklarını yıkmakla işe başlar, memleket de çocukların yazboz tahtası gibi idare edilip gider.
Evleneceğimiz zaman Ethem’e ben ne yemek pişirmesini, ne ütü yapmasını, ne de çamaşır yıkamasını bilirim, dedimdi de, “Ben yaparım efendim, ben yaparım siz merak etmeyin” demişti.
Nizamettin Nâzif de çok şakacı biriydi. Bir defasında Nâzım Hikmet için “Çiçek verilse, elinde sanki pırasa varmış gibi taşır” demişti.
Nâzım Hikmet’in “Salkım Söğüt” ile “Bahri Hazer” şiirlerini okuduğunu hatırlıyorum. O kadar güzel okuyordu ki. Adeta dindar insanların Kur’an okunurken duyduğu vech gibi büyük heyecan duyuruyordu. Sonradan Nâzım Hikmet’in bu iki şiiri bir plâkta çıkmıştı ve biz de bu plâğı almıştık. Bir tarafında “Salkım Söğüt” bir tarafında “Bahri Hazer”. Onun şiir okuyuşunu taklit etmeye kalkıştımdı o plâkları tekrar tekrar dinleyerek. Atatürk öldükten sonra İnönü bunları hemen yasaklatmış, onun Milli Şef’liğiyle birlikte sanatçı ve entelektüeller adeta vatan haini ilan edilmişti. İnönü iktidarı boyunca da Nâzım Hikmet yıllarca hapiste kalmaya mahkûm olmuştu.
Nâzım Hikmet de uzun boylu, sarışın ve mavi gözlüydü. “Kızım sen kim bilir nasıl birisiyle evleneceksin?” diye takılırdı bana.
Reklam
Cumhuriyet, kadını esir eden şeriatın zincirlerini koparmış ve kadına hayatın her safhasında yer açmıştı. İşte bu zevki, bu hürriyeti ilk tadanlar, heyecanını ilk duyanlar arasında ben de varım
90 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.