Platon'un varsayımına göre, tufandan sonra üç aşamalı bir uygarlık oluştu. Dağların tepesinde oluşan birincisi, ilkel ve kabaydı. Yamaçlarda oluşan ikincisinde, insanlar yavaş yavaş cesaretleniyordu; çünkü sular ovalardan çekilmeye başlamıştı. Üçüncüsü ovalardaydı. Dördüncü, beşinci ve hatta daha fazlasından da söz edilebilir; fakat esas insanların sonunda korkudan tamamen arındıkları zaman, kıyılarda ve ovalarda kurdukları uygarlıktır.
(…)eski kentlerin Amazon'lara izafeten isimlendirilmesi bunu doğrular ve Troia Ovası'nda "Erkeklerin (Batieia); fakat ölümsüzlerin (çok sıçrayan Myrina'nın mezarı)" dedikleri bir tepe vardır. Tarihçilere göre Myrina bir Amazon'du bunu "çok sıçrayan" ve lâkabından çıkarmaktadırlar. Çünkü söylendiğine göre atlara, hızlı koşmalarından ötürü "iyi sıçrayan" denmekte ve Myrina da arabasının çok hızlı koşturduğu için ona da "çok sıçrayan" denmiştir. Bu durumda Myrina, ismini bu Amazon'dan almıştır. Komşu adalar da verimliliklerinden ötürü aynı olayları yaşamışlardır. Homeros Troia Savaşlarından önce Rhodos ve Kōs gibi adaların Hellenler tarafından işgaline açıkça tanıklık etmektedir.
Sayfa 75 - Arkeoloji ve Sanat Yayınları, Gözden Geçirilmiş 4. Baskı: İstanbul 2000 - PDF
Skepsis'ten, Erastos, Koriskos ve Koriskos'un oğlu Nēleos gibi Sokratik filozoflar çıkmıştır. Bu sonuncusu Aristotelēs ve Theophrastos'un öğrencisiydi. Theophrastos'un kitaplığı miras olarak Néleos'a kaldı ve bunlar arasında Aristotelės'in kitapları da bulunuyordu, çünkü Aristotelės kitaplığını ve okulunu Theophrastos'a vasiyet etmişti ve bildiğim kadarıyla bu adam kitap toplayan ve Mısır'da krallara bir kitaplığın nasıl düzenleneceğini ilk öğreten kişidir.
Sayfa 139 - Arkeoloji ve Sanat Yayınları, Gözden Geçirilmiş 4. Baskı: İstanbul 2000 - PDF