Siz ey fezanın küçük güneşleri.
Ne bu karamsarlık, ne bu bönlük, boş bakışlar. Dumanlı cafeler içinde ahınız gitmiş vahınız kalmış. Çıkın mahbesinizden, yürüyün mavi göğün altına.
Denizi deniz olmaktan çıkardık. Ağaçları tıraş ettik, balıkların kökünü kuruttuk. Havayı mazotla doldurduk. Toprağı dejenere ettik. Bir yerden şöyle kazara çıkmış bir yeşil çimen ucu görsek, hep birlikte oraya hücum ederek ezdik onu, mahvettik.