Öne Çıkan Aşık Papağan Barı kitaplarını, öne çıkan Aşık Papağan Barı sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Aşık Papağan Barı yazarlarını, öne çıkan Aşık Papağan Barı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
'Kalbine son hız giden bir Opel Vectra saplandı. Onu çıkartmaya çalışıyoruz. '
'Son hız giden bir Opel Vectra mı saplandı kalbime? '
'Evet' dedi Melek Hasan. 'Kalbinin kaskosu var mıydı?' diye sordu.
Kalbimin kaskosu...
Artık gerisini siz düşünün. Oradan oraya çarpıcı bir hızla koşarken buluyorsunuz kendinizi. Las Vegas'ta Aşık Papağan Barında sır perdesini aralamaya çalışırken, sır perdesinin ardında devanasına para verip rüyaların içine sızıyorsunuz, Ankara'da alınyazısı okutma merkezi aramaya başlıyorsunuz, sonra bir Jaguarın içinde gökyüzünde önünüze çıkan bir ineğe çarpmamaya çalışıyorsunuz. Fantastik ve gerçek birbirine karışmış, rüyayı, hayali, gerçeği ayırmaya çalışırken bir baktım kitap bitmiş.
"Bilmiyorum amca. Her şey karmakarışık."
"Erkek meselesi mi?"
"Evet."
"Erkek meseleleri hep karışıktır."
"Biliyorum."
"Belki de yaşamın tadı burada. Kadın meseleleri de karıştırır insanın kafasını. Çok yaşadım. "
"Hepsini çözdün mü sonunda amca?"
"Çoğunu çözdüm. Bazan çözülmeden kalanlar da güzel oldu. Onları hiç unutmadım."
"Hiç unutmadın mı?"
"Hayır, çözemediklerimi hiç unutmadım."
Kalbine siyah bir Opel Vectra saplanmış genç bir kadının hikayesi. Nazlı Eray unutulamayan birkaç anı ve mekanlar üzerinde hünerli hikaye anlatıcılığı okuyucuyu uzun bir yolculuğa çıkarıyor.Kitabın çoğu yerinde beklenmedik bir şekilde ağladım.Sheraton otelinde Las Vegas’ta,Bursa’da ve Eden gölünün kenarında.Bir kaybın hikayesini anlatıyordu sanki.Yitirilen bir aşkın.Belki bu yüzden ağladım.Küçük anıların insanda nasıl yer edebileceğini bilirim.Sonu beni tatmin etmese de birini unutamamanın ve anılarda kaybolmanın ince ince işlenmiş olduğu bu kitap okunmaya kesinlikle değer.
Bir gün Olgunlar Sokak'ta yürürken onu gördüm. Yani kitabı. Aşık Papağan Barı.
Yerde bir naylon üzerine serilmiş öylece duruyordu başka kitaplarla birlikte. Çok param yoktu. Yani aslında kitap almam için yetecek kadar param yoktu. Ama kitabın sayfası aralandı birden rüzgarla.
Kitabın içinde bana doğru bakan bir kadın gördüm. Yüzünde kaybedilmiş bir aşkın hüznü vardı, bu belirgindi ama dikkatimi çeken şey göğsüne saplanmış duran Opel marka araba idi.
Daha çok şey oluyordu kitapta. Hemen son paramla satın aldım. Şimdi Yenimahalle'ye kadar yürümem gerekecekti. Hastane Metro durağını oralara bir yere kadar işte.
Kitabı sağ elimde tuttum yürümeye başladım. Yolda Aşık Papağan Barında oturdum biraz. Orda bitirdim kitabı.
Ama kalkayım artık. Yolum uzun.
Yazarın okuduğum kaçıncı kitabı bu, artık sayamıyorum. :)
Her zamanki Nazlı Eray üslubu ve tarzı. Farklı dünyaya yolculuk yapmak ve düşlerin peşine takılmak için benzersiz bir fırsat. Mantığınızı devre dışı bırakıp hayal gücünüzün iplerini sonsuzluğa bırakırsanız tadı damağınızda kalacak bir serüvene adım atmış olursunuz. Ben keyifle okudum, diğer kitaplarını da ilerleyen zamanlarda okumaya devam edeceğim.