Aşk Acısı
J.D. NasioAşk Acısı Gönderileri
Aşk Acısı kitaplarını, Aşk Acısı sözleri ve alıntılarını, Aşk Acısı yazarlarını, Aşk Acısı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Beni onu neden sevdiğimi söylememe zorlasalar,öyle hissediyorum ki bu ancak şöyle ifade edilebilir: O, o olduğundan, ben de ben olduğumdan.
Montaigne
Sayfa 54Kitabı okudu
Yas ,terk edilme,küçük görme ya da bir organın kesilmesi, aniden yaşandıklarında psişik acıya neden olan dört kayıptır.
Sayfa 53Kitabı okudu
Kendimizi korumak için yapılacak olan: "ÇOK SEVMEMEK"
Ötekiyle çatışmayı önlemek için sevmekten daha doğal ne olabilir ki? Sevelim, sevilelim ve böylece kötülüğü kendimizden uzak tutalım. Halbuki gerçekleşen bunun tam tersidir. İşte klinik hekim Freudun tespiti: "Sevdiğimiz süre dışında başka hiçbir zaman ıstıraba karşı korunmamız bu kadar zayıf olamaz ve sevdiğimiz kişiyi veya onun sevgisini yitirdiğimizde daha önce hiç olmadığımız kadar çaresiz bir mutsuzluk içinde oluruz." Bu cümlelerin dikkate değer olduğunu düşünüyorum; çünkü bu cũmleler sevginin başa çıkılmaz çelişkisini açıkça ifade ediyor. Sevgi,insan doğasının yapı taşlarından biri olmakla beraber ıstraplarımızın da önkoşulu olmaya devam ediyor. Ne kadar çok seversek,o kadar çok ıstırap çekiyoruz.
Sayfa 36Kitabı okudu
PEKİ SEN NE HALDESİN?
Acının baştan sona katettiği ben'in eş zamanlı farklı halleri:
*Sarsıntıya uğrayan ben
*Kendi sarsılmasını gözlemleyen ben
*Acıyı yaşayan ben
*Sarsıntıya tepki gösteren ben
Sayfa 34Kitabı okudu
Bir yaranın neden olduğu bedensel acıdan farklı olarak, psişik acı dokusal bir zarar olmaksızın meydana gelir. Bu acıyı tetikleyen neden artık bedende değil, seven ile sevdiği nesne arasındaki bağda yer alır.
Sayfa 33Kitabı okudu
Aşk acısı ötekiyle olan samimi bağın zedelenmesidir, doğal olarak birlikte yaşamaya çağrılanın ani ve sert bir ayrılışıdır.
Sayfa 33Kitabı okudu
Her şeyden önce, acı bir duygudur, nihai bir duygu, delilik ve ölümden önceki son savunma aracıdır.
Acı, hayatı ve yeniden kendimizi toparlama gücümüzü doğrulayan son bir diriliş gibidir. Acıdan ölünmez.
Acı oldukça, kötüyle savaşmak ve yaşamaya devam etmek için gerekli güç elimizde demektir.
Sayfa 25Kitabı okudu
"Hayır, tatminsizlik mutlak tatmine giden arzu yolculuğunun tamamlanmamış kısmı değildir. Tatminsizliği başka bir şekilde tasarlamanızı istiyorum. Bunu daha çok bir delik şeklinde düşünmenizi öneriyorum. Varlığımızın tam kalbine yerleştirilmiş ve çevresinde bütün arzularımızı toplayan bir delik... Bu oyuk önümüzde değil içimizdedir. Yani arzu yolculuğu ufka doğru uzanan düz bir çizgi değil, arzunun dairesel hareketini çeken ve canlandıran merkezi bir boşluğun etrafında dönen bir spiraldir. Sonuç olarak, mekânsal anlamda arzularımızın tatmin olmadığını söylemek onların giderilmesi mümkün olmayan bir eksikliğin etrafını saran bir akımın dairesel hareketini izlediği anlamına gelir."
"Öznenin bilinçdışıyla gerçekten temas halinde olduğumuza inandığımız ve bu hisse kapıldığımız nadir dinlenme anları nasıl olabiliyor? Nasıl oluyor da ötekiyi dinleyip onun derinliklerine inebiliyoruz? Bu ikinci büyük soru, cevaplanması hayli zor olan, kendisine çok yakın bir soruyu daha gündeme getiriyor: Orada, birinin varlığının derinliklerinde onu dinlediğimizde, bazen sadece dinlediğimizde, bazen de onunla konuşarak kişi nasıl oluyor da daha az acı çekiyor? Neden?"
"Libido, Sigmund Freud tarafından ortaya atılan, insanın ana sorun kaynağı olarak görünen, bastırılmış duyguları insan benliğinde ateşleyen terimdir."
"Duygulanım, kendini ifade etmek için ya da ortaya çıkmak için olsun her zaman onu ifade edenle ilişkilidir. Saf duygu diye bir şey yoktur."
Sigmund Freud
"Kendimizin, libido adı verilen belli bir sevme kapasitesine sahip olduğumuzu tasarlarız, bu kapasite ben'e karşı içimizde tuttuğumuz nesnelere yönelir. Nesneler bizim için yıkılmış ya da kaybolmuştur ve sevme kapasitemiz (libido) yeniden özgür olur. Ama libidonun nesnelerinden kopması neden bu kadar acılı bir süreç olmak zorundadır? Bunu anlamıyoruz. Sadece libidonun nesnelerine yapıştığını ve kaybedilenleri terk etmek istemediğini görüyoruz. İşte, yas budur."
"Kaygı iyi bir şeydir; bu düzeyde acı ise iyi değildir. Kaygı bizi alarm haline sokan duygulanımdır; ortaya çıkabilecek tehlikeden duyulan şüpheyle özneyi hazırlar, kendini savunmasını sağlar."
"Sevdiğimiz bütün varlıklar arasında hiçbir şey yerini tutamaz dediğimiz, aniden kaybolmalarıyla acıya neden olan nadir varlıklar aslında nelerdir? Beni ben yapan ve onsuz hiçbir zaman aynı olmayacağımı düşündüren seçilmiş kişi kim? Psişik dünyamın tam ortasında nasıl bir yere sahip ki benim için bu denli vazgeçilmez oluyor? Beni ona bağlayan bu bağın adı ne olabilir?"