Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
Aşk İşaretleri
Latife TekinYüksek Puanlı Aşk İşaretleri Yorumları ve İncelemeleri
Yüksek Puanlı Aşk İşaretleri sözleri ve alıntılarını, yüksek puanlı Aşk İşaretleri kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Puan
5.510 üzerinden
Latife Tekin’in muhteşem betimlemeleriyle yazılmış dağınık bir yeraltı romanı. Kelimelerin boşlukta birbirlerini yakalamaya çalışması dilini bir hayli ağırlaştırmış olsa da felsefi bir anlatım barındırmakta. Siz hevesle okudukça Tekin hevesle yazıyormuş hissiyatı işleyecek içinize…
Birkaç genç Nezir karakterinin etrafında toplanıp, Nezir’i çetenin başkanı belirler. Gençlerin normal yaşamlarının ötesinde yakalamak istedikleri bir felsefi görüş vardır: Nezir’in dünyası. Kendi penceresinden anılar anlatarak, diliyle hapseder çetesine kendini, artık bu çukura düşülmüştür ve çıkılamayacaktır. Liderin çete üzerinde kurduğu otorite o kadar güzel ele alınmıştı ki, “Neden onu dinliyorlar?” diye bir kez bile sormayacaksınız.
Latife Tekin’in dediği gibi kitap; "Aşk İşaretleri, aslında benim yazarlığımla, yazma durumumla, dille hesaplaştığım bir kitap. Etkileme, büyüleme, dille iktidar kurma, gücü ele geçirme... Hayatı anlamlandırarak başkaları hakkında konuşma önceliğinin insana geçirdiği güç, iktidar... Kimsenin cümle kuramadığı bir yerde, cümle kurup kabile reisi olmak... Bu kitap böyle şeyleri dert edinip deşiyor." Eğer edebiyatımızın önemli yazarı olan Latife Tekin’i okumaya başlayacaksanız “Arsız Ölüm”ü tercih etmenizi öneririm.
Instagram: kendineait1kitap
Latife Tekin'den anlatımı yoğun, içine girmesi çaba isteyen ama girenin de kelimelerin arasında dans edercesine ruhsal yolculuk yaptığı bıçak sırtı bir roman.
Duygu anlatımlarının her satırda hissedildiği, yoksulluk ve mutluluk arasında oynanan bir "adı aşk" masalı.
Selam arkadaşlar,
Bugün sizlere ilk kez 1995 yılında yayınlanmış, ama benim kalemi ile yeni tanıştığım bir yazarın kitabı ile geldim. Bazı yazarlar vardır dilini anlamakta zorluk çekeriz ve hemen pes ederiz işte bu kitabını sevmedik deriz. Aslında yazarın iç dünyasını anlatıyor kitap Sertap Erener'in rüya şarkısın da dediği gibi değmeyin feryadıma figanıma eğer sevda bu demekse ben vazgeçtim beni sevmeyin der gibi ..
Kısaca konusuna gelirsek Nezir adlı karakterin ve etrafındakilerin Aşkın ve cinselliğin içinde psikolojik yürümesi ve büyümesi diyebiliriz
Belki bu kitabı yazarın yazım diline alışmak için bizlere kolay bir kitap gelmeye bilir. Postmodern roman da her şey serbest tarzı ile devam edilmiş bence..
Yine de değişik bir tarz da kitap okudum.
Kitapla kalın
iktidar-masumiyet çatışması
ARKA KAPAKTAN : Yazar kitapta ötekilerin izini sürmeye devam ediyor. Büyük kent varoşlarinda yaşayan bir grup yoksul gencin, yol gösterici belledikleri bir 'ağabey'in önderliğinde, yasama nasıl katılacaklarını öğrenmeye çalıştıkları bir aydınlanma öyküsü anlatıyor. Yazarının 'dilsizliğe, sessizliğe övgü romanı ' dediği kitap, okurun peşine gölgeler takıp uçurum kenarında dolaştığını, karanlık ve kasvetli bir roman. Tekin; iktidar kurmanın tekinsiz doğasının karşısına masumiyet fikrini yerleştirirken, yine 'insan'ı araştırıyor.
YORUM: Yazarın yorumladığım bu üçüncü romanı; kimi yerde çağrıştırılan fakat yaşanabilen ergen cinselliği saptamalarına kızabilmiş olsam da, gerek gerçekleri yansıtmadaki kabiliyet gerekse kitabın çoğuna hükmeden iktidar-masumiyet çatışması dolayısıyla beni doyurdu doğrusu. Bu doygunluk; özellikle gençken işlenebilen hataları nitelemesinde ve kullandığı esrik, özenilesi dil dolayısıyla oluştu elbet.
Gökyüzünde hazır yıldızları olmayan fakir varoş çocuklarının sığındıkları dal ve anlatıcı Cihan tarafından aşık olunan Nezir'in sözlerle kurduğu hakimiyet, hayata atılmanın kıyısında onları derinden etkiler. Kaldı ki; baş karakter Nezir de, küçüklüğünde Şalvar Baba dediği kişiden benzerini görmüş ve hepsi elindeki havucuyla cinselliği imgeleyen Havuç hanım gibilerden oluşan bir çevreden öğrenmektedirler pek çok şeyi.
Eser kısa, altı çizilesi bol satırlar, okuyun.
Yazarın okuduğum ilk kitabıydı. Sanırım son da olacak. İnce olduğu için bitirebildim. Birbirinden kopuk olaylar, hiçbir bağ kuramadığım kişiler... Tarzı bana hitap etmedi, seveni vardır belki...
Varoşlarda yaşayan bir grup gencin, Nezir adında birini lider, ağabey, yol gösterici kabul etmeleri ve hayatlarını onun sözlerine göre düzenlemesi anlatılıyor. Kitaptaki Gülhan karakterinin şu sözleri bunu çok güzel anlatıyor; Ekmeğin arasına bok koyup elimize tutuşturmadığı kalmış bir manyağın peşine takılıp kafayı hayata, dünyaya sardırmanın cezasını çekeceğimizi söylüyor(91). ‘Herifin yaptığı basitlik. Saf görüp ruhumuza kaydı(93).’ Tüm bunları söylemiş olsalarda Nezir’in kurduğu iktidarın bağımlılığından kurtulamıyorlar.
İyi okumalar.
“Büyülü gerçekçilik” akımının Türkiye’deki temsilcilerinden olduğu ifade edilen Latife Tekin’in okuduğum ilk kitabı. Öncelikle, yazarın eserlerini okumaya başlamak için doğru ve ideal bir başlangıç kitabı olmayabilir, bilemiyorum. Her ne kadar dilinin yoğun olduğu hissedilse de, bütünlüksüz, bölük pörçük ve daldan dala bir anlatım tarzı var. Kısa bir roman olsa da, okuması, benim için sıkıcı ve yorucu bir yolculuk gibiydi. Yazarın, okuma listemde iki kitabı daha var. Ama onlara başlamak için maalesef içimde herhangi bir heyecan duyamıyorum.
Bitti...
Nefret ediyorum ben bu kitabı neden okudum diye düşündüren hikayelerden!!
Yeraltı edebiyatı yapılmaya çalışılmış ama bana başka dilde bir kitap okuyormuşum hissi verdi. Ne karakterler canlandı gözümde,ne hikayeye girebildim. Neyse ki sayfa sayısı azdı da kenara fırlatmadım..