“…Merdivenin tepesinde, bir kaptan gibi ciddi bir yüzle, Atatürk’ün portresi asılıydı. Atatürk daima ortama uygun giyinirdi. Restoranlarda saygın bir şef gibiydi. Karakollarda çarpıcı bir askeri figür olarak görünürdü. Okullarda sabırlı bir müdürdü. Türkler onda, ihtiyaç duydukları herkesi görüyorlardı ve kim buna itiraz edebilirdi ki?”