Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Atatürk Din Düşmanı Değildi

Ali Kuzu

Atatürk Din Düşmanı Değildi Sözleri ve Alıntıları

Atatürk Din Düşmanı Değildi sözleri ve alıntılarını, Atatürk Din Düşmanı Değildi kitap alıntılarını, Atatürk Din Düşmanı Değildi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Fahrettin Paşa olayı, dünyada eşi olmayan bir ibret belgesidir. İngilizlerle para uğruna işbirliği yapan dindaşımız Arapların ihanetine uğrayan, devlet teslim olduğu halde Peygamberimizin mezarını onlara kaptırmamak için kelle koltukta, aç susuz direnen gerçek bir Müslüman’ın öyküsüdür.
Türkiye’de bulunan Mason teşkilatı adım adım ülkede faaliyetlerini yaygınlaştırıyor ve ekonomiyi ellerine geçiriyorlardı. Atatürk’ün çok yakınına yerleştirdikleri adamları zaten onu çembere almışlardı. Fakat bir şey dikkatlerinden kaçıyordu. Atatürk de onların attığı her adımı izliyordu.
Reklam
Atatürk, ordu için Kur’an-ı Kerim okutulmasını emretmiştir... 1932 yılının Ramazan ayında Atatürk, Saadettin Kaynak’ı, ordu müfettişlerine Kur’an-ı Kerim okuması için görevlendirmişti. Sadettin Kaynak şöyle diyor: “… Bir çeyrek saat içinde hazırlandım. Tamam, haberini verdim. Mecliste masa başında Atatürk’ün tam karşısına düşen bir yer seçtim. Atatürk’ün iki tarafında ordu müfettişlerinden şunlar, şunlar ve diğer birçok misafirler vardı. Ali İmran Suresi’nin 169, Enfal Suresi’nin de 45., 60. ve 66. ayetlerini okudum… Bu arada Atatürk ayetlerde geçen ifadelerin Kur’an-ı Kerim’in ne denli önemli bir kitap olduğunu gösterdiğini, “Kur’an’da neler varmış, bunlardan bizim hiç haberimiz yoktu.” diyerek alçakgönüllü bir biçimde dile getirmişti.”
Sayfa 116Kitabı okudu
Laiklik yani fikir ve vicdan hürriyeti, bütün devrimlerimizin temeli, ruhu, özü hatta kaynağıdır. Laik olmayan bir devlet, demokrat olamaz çünkü demokrasinin ilk şartı, fikir ve vicdan hürriyetidir. Laik olmayan ulusun bağımsızlığının da bir anlamı yoktur. Çünkü bayrağı hür fakat fikir ve vicdanı tutsak bir ulus, acınacak bir topluluktan başka bir şey değildir.
“Bizde ruhbanlık yoktur. Hepimiz eşitiz ve dinimizin ahkâmını eşit olarak öğrenmeliyiz. Her fert dinini, diyanetini, imanını öğrenmek için bir yere muhtaçtır, orası da mekteptir.”
"Ölmüş gibi düşünsek bile bu vatan ölmez, zira dünyanın sırtı bu tabutun büyüklüğünü çekemez.”
Reklam
Atatürk Türkiye’sinin “dinsel aydınlanmayı” bu icraatlarını görmezlikten gelen zihniyet sahipleri, Osmanlı Devleti’nde 15. yüzyıldan itibaren basılan dinî eserlerin sayısını merak edip araştırma ihtiyacı duymuş olsalardı, genç Türkiye Cumhuriyeti’ni ve Atatürk’ü daha iyi anlayacaklar ve takdir edeceklerdi.
Kurtuluş Savaşı’ndan yeni çıkan, devlet kurumlarının henüz yeni oluşturulduğu, birçok maddi sıkıntılar içerisinde, Atatürk’ün emriyle TBMM’nin Kur’an tefsiri ve 12 ciltlik hadis tercümesinin yapılmasına karar alması, Türkiye’de din hizmetleri için tarihsel bir adımdır.
İslam’ın ruhunun laikliğe uygun olmadığını söyleyenlerin bir bölümü teokratik zihniyetteki aşırı tutuculardır. Diğerleri ise, din ve İslam’a karşı olan düşünceye sahip olanlardır.
Atatürk dinle değil, din adına oynanan trajedi ile din adına ulusu medeniyet dünyasından ayıran, ulusu cahil bırakan, geri bırakan, yoksul bırakan kafa ile düşünce ile inanışla savaştı.
336 öğeden 211 ile 220 arasındakiler gösteriliyor.